

CHP’den Bakanlığın taşınmaz satışlarına tepki!
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, ülke genelinde 383 taşınmazı açık artırmayla satışa sunmaya hazırlanıyor. Bu çerçevede Muğla’da Bodrum, Datça, Ula, Fethiye, Marmaris, Menteşe ve Milas ilçelerinde toplam 39 taşınmaz ihale ile satışa çıkarılacak.
CHP Muğla İl Başkanı Zekican Balcı, taşınmaz satışlarına karşı olduklarını belirtti. Balcı, yazılı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bir milletin hazinesi yalnızca kasasındaki altınlar değildir; tarım arazisi, ormandaki ağaç, denizdeki mavidir. Bu hazineleri korumak, sadece bugünün değil, geleceğin de sorumluluğudur. Ekonomik krizin derinleştiği bu günlerde, iktidar en kolay fakat en yanlış olanı tercih ediyor. Toprağı, ormanı, zeytinliği; kısacası milletin alın teriyle değer kazanmış varlıkları satılığa sunuyor. Sadece Muğla’da, toplam muhammen bedelleri yaklaşık 520 milyon TL’yi bulan orman, tarım ve sit alanı vasfındaki 39 taşınmaz satış listesine eklendi. Yani zeytinlikler, kıyılar, ormanlar artık en yüksek teklifi verenin olacak. Datça’nın zeytinlikleri, Bodrum’un kıyıları, Marmaris’in kırsal arazileri, Fethiye’nin Faralya ve Göcek ormanları satılırken, kamuoyuna ‘Ekonomiye nefes olacak’ masalları anlatılmaya devam edilecek. Tıpkı, Sayın Ekrem İmamoğlu’na yapılan siyasi darbenin hemen ardından hız kazanılan Kanal İstanbul projesinde olduğu gibi. Arap ülkelerinde pazarlanan ‘Kanal İstanbul’dan ev al, Türk vatandaşı ol’ ilanları ile sadece toprağın değil, bağımsızlığın da satılmak istendiği anlaşılıyor ve anlıyoruz ki; satılan yalnızca toprağımız değil, bir milletin geçmişi ve geleceğidir.”
“BAKANLAR DEĞİŞSE DE ZİHNİYET DEĞİŞMEDİ”
Bunlar yaşanırken bazı çevrelerin CHP’li belediyelerin yaptığı taşınmaz satışlarını örnek göstererek mevcut durumu perdelemeye çalıştığını görüyoruz. Belediyelerin yaptığı satışlar, hükümetin oluşturduğu derin ekonomik kriz karşısında hizmet üretimi için açık ihale yöntemiyle, belediye meclisi onayı alınarak, gelirin halkın altyapı, ulaşım ve sosyal ihtiyaçlarına dönüşmesini sağlamak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Emanet edilen bu topraklar, belediyeler aracılığıyla ranta değil, halkın ortak kullanımına açılmıştır. Bir kamu binasının gelirinin çocuk parkı yapılmasında kullanılması mı sorun? Ya da bir kalemde ormanı, plajı, zeytinlikleri yabancılara devretmek mi? Bir zamanlar Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, ‘Babalar gibi satarım’ demişti. Bakanlar değişse de zihniyet kazanmış bir değişim göstermedi. Milletin ve memleketin geleceği, ‘babalar gibi satarım’ diyenlerin değil, ‘evladım gibi korurum’ diyenlerin elinde büyüyecektir.
“TOPRAK MİLLETİNDİR”
Cumhuriyetin kurucu partisi olarak bizler, krize karşı güvenin vatan toprağını satmakla değil; adalet, eğitim, üretim, bilim ve bunların hepsini kapsayan kararlı reformlarla sağlanabileceğini biliyoruz. Çünkü toprak satılırsa, geriye yalnızca bir isim kalır; ruhu gider, bağımsızlık gider. Unutulmamalıdır ki Türk Dil Kurumu’na göre ‘vatan toprağını satmak’, ‘Vatanın bağımsızlığına, geleceğine zarar verecek biçimde toprak bütünlüğünü bozmak’ anlamına gelir ve bu vatan aleyhine bir durumdur. Toprak, milletindir ve bu emanete sahip çıkmak, yalnızca bugünün değil, gelecek nesillerin hakkını korumak demektir.”