Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından düzenlenen “Güçlü Medya, Bilinçli Toplum Zirvesi”, ikinci gün oturumlarıyla sona erdi.
Zirve’de yayıncılık etiği, dijital platformlar, aile yapısının medyayla ilişkisi, çocukların korunması ve sansasyonel habercilik gibi konular ele alındı.
RTÜK’ün ev sahipliğinde; Ankara Üniversitesi, Başkent Üniversitesi, Ankara Bilim Üniversitesi, İstanbul Aile Vakfı ve Türkiye Gençlik Kulüpleri Konfederasyonu iş birliğiyle gerçekleştirilen zirve, medya içeriklerinin toplumsal etkisini değerlendirmek ve Türkiye’de yayıncılık politikalarına yön verecek yeni öneriler geliştirmek amacıyla düzenlendi.
Bilkent Otel ve Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen zirvenin kapanış konuşmasında RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, şu ifadeleri kullandı:
“İçinde bulunduğumuz medya ortamı, yalnızca haber verme veya eğlence sağlama işleviyle sınırlı kalmıyor. Medya, kültürün taşıyıcısı, kamusal aklın şekillendiricisi ve toplumsal değerlerin üreticisi olarak kritik bir rol üstleniyor. Bu gücün sağlıklı bir şekilde kullanılması, demokrasiyi besler, bireyleri bilinçlendirir ve toplumsal bütünlüğü güçlendirir.
Yanlış kullanıldığında ise, ayrışmayı, kutuplaşmayı ve bilgi kirliliğini tetikleyebilir. Bu noktada yayıncıların, içerik üreticilerinin ve izleyicilerin büyük bir sorumluluğu var. Sorumlu içerik üretimi, sadece bir yayıncılık faaliyeti değil, aynı zamanda toplumsal bir görevdir.
Özellikle çocukların korunması, aile yapısının desteklenmesi ve şiddet ile nefret dilinin önlenmesi konuları, ortak bir irade ile ele alınmalıdır. Burada bulunan herkes, bu ortak iradenin değerli bir parçasıdır.”
“Sokak Röportajları Konusunda Bir Çalışma Yürütüyoruz”
Sokak röportajlarıyla ilgili hukuki ve idari çalışmalar yürüttüklerini belirten Şahin, “Habercilikte, sansasyonel içeriklerin azaltılması ve yapıcı, çözüm odaklı haber dilinin teşvik edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Sokak röportajlarında bireysel görüşlerin toplum geneline mal edilmemesi önemlidir. RTÜK olarak gelişi güzel sokak röportajlarıyla ilgili bir çalışma yürütüyoruz ve bu röportajların ana haberlere ve televizyon yayınlarına dahil edilmesine izin vermemekteyiz” dedi.
“Ailenize İzletmeyeceğiniz İçerikleri, Lütfen Toplumun Önüne Koymayın”
Şahin, gündüz kuşağı programlarıyla ilgili olarak, “Dün gerçekleştirilen çalıştayda bu programlar en fazla tartışılan başlıklardan biri oldu. Ayrıca, Üst Kurul’a yapılan en yoğun şikayet konularının başında geliyor. Ne yazık ki bu yayınlar en çok izlenen programlar arasında yer alıyor. Mahremiyet ihlalleri yaşanan ve şiddet temalarının sıkça gündeme geldiği bu tür programların azaltılması için canlı yayınların kaldırılması, kurgu karakterlerin yasaklanması ve pozitif içerik şartının getirilmesi önerileri üzerinde çalışıyoruz. Kendi çocuklarınıza ya da ailenize izletmeyeceğiniz içerikleri, lütfen topluma sunmayınız. RTÜK ilke kararlarına uygun davranın aksi takdirde bu yayınlar, daha önce yayından kaldırılan evlilik programlarının akıbetinden farklı olmayacaktır” şeklinde konuştu.
“Medya Sadece Yansıtmaz, Aynı Zamanda Şekillendirir”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da şu sözleri sarf etti:
“Bugün, medya içeriklerinin, gündüz kuşağı ve magazin programları, diziler, haberler, sağlık, spor ve çevre gibi çeşitli içeriklerin toplum üzerindeki etkilerini konuşmak için buradayız. Medya hayatımızın her yönünde, telefonlarımızda, televizyonlarımızda, sabah haberlerinde ve akşam izlediğimiz dizilerde yer almakta. Eskiden medyanın toplumu yansıtan bir ayna olduğunu düşünüyorduk. Ancak artık biliyoruz ki medya sadece yansıtmaz, aynı zamanda şekillendirir ve duygularımızı etkiler. Yanlış ellerde aynı güç, toplumsal değerleri aşındıran, ayrıştırıcı hatta zararlı bir araca dönüşebilir.”
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, RTÜK ile medya okuryazarlığı konusunda yürütülen iş birliğinin önemine dikkat çekti. Çocukların ve gençlerin, medya içeriklerini eleştirel bir süzgeçten geçirme yetisini kazanmalarının çağın gerekliliklerinden biri haline geldiğini ifade etti.
“Medya, Zehirli İçerikler Üreten Bir Platform Haline Dönüştü”
Tekin, “Medya okuryazarlığı yalnızca teknik bir beceri değil, toplumsal bağlamı anlayabilmenin temelidir. Bu bilinç, eğitim sistemimizde erken yaşlarda kazandırılmalıdır. Çocuklarımızın medyayı sağlıklı kullanmaları, bağımlı olmadan medyadan faydalanmaları için, RTÜK ile güçlendirilmiş toplum ve bilinçli bir toplum yaklaşımıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Zirve vesilesiyle de RTÜK ailesine teşekkür ediyorum” dedi.
