reklam
reklam
DOLAR38,6281% -0.06
EURO43,5121% -0.52
STERLIN51,4572% 0
FRANG46,4783% -0.96
ALTIN4.106,89% -1,81
BITCOIN101.040,994.432
reklam

Müteahhit, Depremden Bir Gün Sonra Yurt Dışına Çıkmış

Yayınlanma Tarihi : Google News
Müteahhit, Depremden Bir Gün Sonra Yurt Dışına Çıkmış
reklam

Adana’nın Çukurova ilçesindeki Güzelyalı Mahallesi’nde meydana gelen 6 Şubat depremleri sırasında yıkılan Sami Bey Apartmanı’nda 40 kişi yaşamını yitirdi, 2 kişi ise yaralandı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, müteahhitler Abdullah Aybaba ve kızı Eda Aybaba Çelik hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talebiyle dava açtı.

Sami Bey Apartmanı’nın yıkılmasına dair Seyhan Belediyesi eski İmar Müdürü Alim Erdoğan ve eski Harita Kadastro Teknikeri Sunay Meydan hakkında da “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan dava açıldı. İki dosya birleştirildi.

Müteahhit Depremden 1 Gün Sonra İstanbul’dan Firar Etmiş

ANKA Haber Ajansı’nın edindiği bilgilere göre, sanık Eda Aybaba Çelik’in 18 Eylül 2022’de, sanık Abdullah Aybaba’nın ise depremden bir gün sonra İstanbul Havalimanı’ndan yurt dışına çıkış yaptığı tespit edildi. Ulaşılan belgelerde, sanıkların bu tarihten sonra Türkiye’ye giriş kaydının bulunmadığı öğrenildi.

Sami Bey Apartmanı davasının dördüncü duruşması dün Adana 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. İlk kez hakim karşısına çıkan iki kamu görevlisinin yanı sıra mağdurlar ve taraf avukatları da duruşmaya katıldı. Firari sanıklar Abdullah Aybaba ve kızı Eda Aybaba Çelik ise duruşmaya katılmadı. Duruşmayı CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin de izledi.

“İmar Müdürü Olarak Yapı Denetim Sorumluluğumda Bulunmamaktadır”

Duruşmada ilk olarak sanıklara söz verildi. Tutuksuz sanık Alim Erdoğan, savunmasında 1997 yılından itibaren Seyhan Belediyesi’nde imar müdürü olarak görev yaptığını belirtti. Sami Bey Apartmanı’na ilişkin ruhsat ve teknik belgelerin ilgili birimlerce hazırlandığını, sadece imzalama yetkisine sahip olduğunu ifade etti.

Erdoğan, apartmanın betonarme projesinde bir sorun bulunmadığını ve projenin dönemin mevzuatına uygun hazırlandığını savunarak, “Yapım aşamasında mevzuata aykırılıkla bina inşasının yapılıp yapılmadığını ben bilemiyorum. O dönem İmar Kanunu’nun 28. maddesi uyarınca inşaat denetimi fenni mesullerce yapılmaktaydı. Bu kişiler, piyasadan temin edilir, belediyeye gelip taahhüt vererek projeyi imzalardı. İmar müdürü olarak benim yapı denetim sorumluluğumda bulunmamaktadır. Mevcut bina projesi de 1997 yılındaki yönetmeliğe uygun olarak hazırlanmıştır” dedi.

Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen ve beraatini isteyen Alim Erdoğan, savunmasında, “Soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunda binayla ilgili deney ve testlerinin yapılmadığından dolayı bize sorumluluk yüklenmiş ise de 1997 yılı mevzuatı açısından imar müdürlüğünün böyle bir yükümlülüğü ve mesuliyeti bulunmamaktadır. Dolayısıyla soruşturmada alınmış olan bilirkişi raporundaki kusuru da kabul etmiyorum” diye konuştu.

“Binanın Üst Kısmıyla İlgili İnşaatla İlgili Sorumluluğum Yok”

Tutuksuz sanık Sunay Meydan, savunmasında olay tarihinde Seyhan Belediyesi İmar Müdürlüğü’ne bağlı Harita Şubesi’nde harita ve kadastro teknikeri olarak görev yaptığını belirterek şunları kaydetti: “Benim görevim, bir bina yapıldığında bunun arsanın neresine yapıldığını doğru bir biçimde kontrol etmek ve su basmanın yükseldiğinden sonrası için gitmektedir. Binanın üst kısmıyla ilgili inşaatla ilgili benim bir sorumluluğum yoktur. Kaldı ki inşaat mühendisi olmadığımdan dolayı böyle bir yetkinliğim de söz konusu değildir. Bu konuyla ilgili olarak mahkemenize 06 Ocak 2025 tarihinde vermiş olduğum yazılı savunmamı da tekrar ediyorum. Beraatimi talep ediyorum.”

Müşteki avukatları, sanıkların cezalandırılmasını talep etti. İddia makamı mütalaasında, birleşen dosya sanıklarının savunmaları dikkate alınarak, 1997 yılı itibarıyla Seyhan Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü İnşaat Kontrol Şubesi’nde görevli inşaat mühendisleri ile aynı dönemde Sami Bey Apartmanı’nın fenni mesulünün tespit edilip haklarında kamu davası açılması için Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasını ve diğer eksikliklerin giderilmesini talep etti.

Ayababa’nın Avukatı: Tutuklamaya Yönelik Yakalama Emri Kaldırılsın

Firari sanık müteahhit Abdullah Aybaba’nın avukatı, müvekkilinin yurt dışında olduğunu belirterek, “Adil bir yargılamanın sağlanabilmesi için müvekkil hakkında çıkarılan tutuklamaya yönelik yakalama emrinin kaldırılarak, savunmasının alınmasının ardından serbest bırakılmasına yönelik yakalama emri düzenlenmesini talep ediyoruz” dedi.

Duruşma 28 Ekim’e Ertelendi

Mahkeme heyeti, sanıklar Abdullah Aybaba ve Eda Aybaba Çelik hakkında çıkarılan kırmızı bültenle yakalama emrinin infazının beklenmesine ve akıbetleriyle ilgili yazı yazılmasına, bu sanıklar için tutuklamaya yönelik yakalama emrinin kaldırılması taleplerinin ise bu aşamada reddedilmesine karar verdi.

Heyet, iddia makamının talebi doğrultusunda, birleşen dosya sanıklarının savunmaları dikkate alınarak, 1997 yılı itibarıyla Seyhan Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü İnşaat Kontrol Şubesi’nde görevli inşaat mühendisleri ile Sami Bey Apartmanı’nın fenni mesulünün tespiti için Seyhan Belediye Başkanlığı’na yazı yazılmasına karar verdi ve duruşmayı 28 Ekim’e erteledi.

Ne Olmuştu?

Yargılama sürecinde sanık Abdullah Aybaba ve Eda Aybaba Çelik’in yurt dışına kaçtıkları belirlenmişti. Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklar hakkında yokluğunda tutuklama kararı vermişti. Mahkeme, Eda Aybaba Çelik’in İngiltere’de olduğunu tespit ederek Türkiye’ye iadesi için Adalet Bakanlığı aracılığıyla yazı göndermişti.

Sanık Çelik, mahkemeye gönderdiği dilekçede, “Türkiye’den ayrılışım suç isnadından önce oldu, yargılamadan kaçma amacım yok. Sabit bir ikametgahım ve düzenli bir hayatım var. SEGBİS ile duruşmalara katılma taahhüdüm, kaçma niyetim olmadığını gösteriyor. Hakkımda çıkarılan tutuklama kararının kaldırılmasını ve yurt dışı adresimin dikkate alınarak tebligat yapılmasını talep ediyorum. Kaçma şüphesinin somut gerekçelerle desteklenmediği için tedbirin ölçüsüz olduğunun kabulünü arz ederim” ifadelerini kullanmıştı.

reklam

YORUM YAP