reklam
reklam
DOLAR39,7286% 0.14
EURO45,8625% 0.17
STERLIN53,6387% 0.41
FRANG48,8126% 0.67
ALTIN4.321,99% 0,58
BITCOIN101.711,362.3
reklam

Uzmanlardan Uyarı: Beklemeyin!

Yayınlanma Tarihi : Google News
Uzmanlardan Uyarı: Beklemeyin!
reklam

Prof. Dr. Mehmet Ünal, vücudun sıvı dengesinin korunmasının yaşam için hayati öneme sahip olduğunu belirterek, bu dengenin bozulmasının halsizlik, baş dönmesi, kas krampları ve bilinç bulanıklığı gibi çeşitli belirtilerle kendini gösterebileceğini ifade etti.

Vücut ağırlığının yaklaşık %60’ının sudan oluştuğunu vurgulayan Ünal, dehidrasyonu “Vücudun ihtiyaç duyduğu sıvıyı alamaması ya da kaybetmesi neticesinde oluşan bir durum” şeklinde tanımladı:

– “Sıvı alımı yetersiz olduğunda veya vücut aşırı su kaybettiğinde dengesizlik ortaya çıkar. Özellikle yaz aylarında bu risk çok daha fazladır.”

Erken Belirtileri Göz Ardı Etmeyin

Dehidrasyonun ilk belirtilerinin ağız kuruluğu, halsizlik, baş ağrısı, koyu renkli idrar ve baş dönmesi olduğunu belirten Prof. Dr. Ünal, şunları söyledi:

– “Kan volümündeki azalma, kalp hızında artış ve terlemenin durması gibi fizyolojik değişimler görülebilir. Bu belirtiler dikkate alınmadığında ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir.”

Ünal, kişilerin sıvı kaybını basit gözlemlerle fark edebileceğini belirterek, idrarda renk değişimi ve cilt turgoru testi gibi yöntemlerin önemine değindi.

– “Açık sarı idrar normaldir; koyu sarı ya da turuncu renkteyse sıvı eksikliği durumudur. Cilde çimdik yapıldığında hemen eski haline dönmüyorsa bu da susuzluk belirtisidir.”

Susama Hissine Güvenmeyin

“Susama hissi sıvı ihtiyacını tek başına karşılamaz” diyen Ünal, vücut suyunun %1-2 oranında kaybının tolere edilebileceğini, ancak %3 seviyelerine ulaşıldığında sağlığı tehdit eden bir durum haline geldiğini ekledi.

Prof. Dr. Ünal, “Susamayı beklemeden düzenli su tüketimi sağlamak gerekir. Susuzluk hissi oluştuğunda içilen sıvı, vücudun ihtiyaç duyduğu suyun yerini doldurmayabilir” dedi.

Ne Kadar Sıvı Tüketilmeli?

Genel olarak bireylerin günde 2.5 ila 3 litre sıvı tüketmeleri gerektiğini belirten Ünal, fiziksel aktivite düzeyi, hava koşulları ve bireysel farklılıkların bu miktarı etkileyebileceğini söyledi.

“İdrarın açık ve berrak olması, yeterli sıvı alındığını gösterir. Koyu renkli idrar ise sıvı ihtiyacının karşılanmadığının işareti” şeklinde konuştu.

Toplumda sıkça tüketilen içecekler hakkında da uyarılarda bulunan Ünal, çay, kahve ve kola gibi içeceklerin diüretik etkileri nedeniyle vücuttan daha fazla sıvı atılımına neden olabileceğini belirtti.

“Bu içecekler suyun yerini tutmaz. En doğru seçim sade sudur” diye ekledi.

Aşırı Sıvı Tüketimi de Risk Taşıyor

Sıvı alımında denge sağlanmasının önemine dikkat çeken Ünal, “Bazı kalp ve böbrek hastalarında veya idrar söktürücü ilaç kullanan bireylerde su tüketimi doktor kontrolünde olmalıdır. Günde 8-10 litre gibi aşırı tüketim hiponatremi riskini doğurabilir” şeklinde uyardı.

Dehidrasyon belirtileri gösteren bireylerde bilinci açıksa ağızdan sıvı takviyesi yapılmasının gerektiğini ifade eden Ünal, “Eğer bilinç kapalıysa mutlaka damar yoluyla sıvı takviyesi yapılmalıdır. Ayrıca sıvı kaybına neden olan etkenler de ortadan kaldırılmalıdır” dedi.

reklam

YORUM YAP