

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’de düzenlenen Kabine Toplantısı sonrasında önemli açıklamalarda bulundu.
İsrail’in 13 Haziran’da İran’a yönelik gerçekleştirdiği saldırılar sonrası bölgede yaşanan çatışmalara dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Saldırının Çok Kapsamlı, Sinsi Amaçları Var”
Bölgemizde bir süredir ciddi bir gerilim, çatışma ve savaş durumu söz konusudur. Rusya-Ukrayna savaşı her iki tarafı da derin izlerle yıpratmaya devam ediyor. İsrail’in gerçekleştirdiği soykırım ve Lübnan ile Suriye üzerindeki pervasız eylemleri hepimizin yüreğini kanatıyor. Aynı İsrail, şimdi de komşumuz İran’a saldırı başlatmış durumda. Bu saldırının, kapsamlı ve sinsi amaçlarının olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılmakta.
Başından beri İran’ın nükleer programıyla ilgili müzakere masasında ilerlenmesi gerektiğini savunduk ve bugün de aynı noktadayız. Şimdiye kadar Amerika’nın eski Başkanı Trump, Pezeşkiyan, Putin, Sisi, II. Abdullah, Muhammed bin Selman ve birçok liderle çeşitli görüşmeler gerçekleştirdik.
“Türkiye Olarak Üzerimize Ne Düşüyorsa Yapmaya Hazırız”
Görüşmeler sırasında İsrail’in giderek artan saldırganlığının bölge için oluşturduğu tehditleri vurguladık. Türkiye olarak, üzerimize düşen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu tüm muhataplarımıza açık bir şekilde ilettik. Masada çözülebilecek sorunları silah, kaos ve bombalarla çözmeye çalışmanın yol açabileceği sonuçları kimse öngöremez.
Batı’nın sınırsız desteği ile İran’a saldıran ve Gazze’yi yok eden İsrail, aslında ne yaptığının farkında değil. Belki ileride yaptığı hataların farkına varacak; ancak korkarız ki, iş işten geçmiş olacak.
İran’a Saldırmak Sadece İran’ı İlgilendiren Bir Vaka Değildir
Hiçbir ülke sadece kendi sınırları ile sınırlı değildir. Bölgedeki her olay, tüm toplumları yakından etkiler ve orta ile uzun vadede sonuçlar doğurur. Filistin halkına ve topraklarına saldırmak, sadece orada bulunan birkaç milyonla sınırlı bir durum değildir. İran’a yönelik saldırılar da sadece İran’ı ilgilendiren bir mesele değildir. Aynı tespitleri Hindistan, Pakistan, Türk Cumhuriyetleri ve Kuzey Afrika için de yapabiliriz.
Bölgedeki gerçekler göz önünde bulundurulmadan atılan her adım, ileride başka felaketlere davetiye çıkarır. Bu felaketler de, zalimlerin ortadan kaldırılmasıyla sonuçlanır. İsrail, yaptığı zulümlerle ve döktüğü kanla, insanlık suçları işleyerek kendi varlığını ve toplumun geleceğini riske atmaktadır.
“Zulmun Sonu Derin Bir Pişmanlıktır”
Zulümle abad olunamaz. Zulmün sonucu derin bir pişmanlıktır. Türkiye ve Türk milleti olarak, medeniyet mirasımızın bizlere yüklediği adalet, hakkaniyet ve vicdan çerçevesinde, önce kendi vatandaşlarımızı, ardından kardeş ve dost toplulukları ve nihayetinde tüm insanlığı kucaklamak için içten bir çaba içerisindeyiz.