Dünyada ve Türkiye’deki kuraklık ile çölleşme riski hakkında önemli bilgiler paylaşan Prof. Dr. Yusuf Demir, 2030 yılı itibarıyla su problemleri yüzünden 135 milyon insanın göç etmesinin beklenebileceğini ifade etti. Güvenli içme suyuna ulaşamayan 2 milyar insan bulunduğunu belirten Prof. Dr. Demir, “Son yüzyılda yaşanan gelişmeler, özellikle son 25 yılda küresel ısınma nedeniyle meydana gelen iklim değişikliğinin sonuçları, iki milyar insanın güvenli içme suyuna erişim sıkıntısı yaşadığı bir döngü yaratmıştır. Dünyanın birçok bölgesinde yaşayan insanlar temel su ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmakta, bu da toplulukların kurak ve çorak topraklarından göç etmelerine sebep olmaktadır. Birleşmiş Milletler’in Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi Sekretaryasına göre, bu durum nedeniyle 2030 yılına kadar dünya genelinde 135 milyon insanın yer değiştirmesi öngörülmektedir. Eğer bu süreç aynı hızla devam ederse, 2050 yılına kadar üç milyardan fazla insan benzer bir sorunla karşılaşabilir ve bu durum bir milyona yakın insanın göç etme zorunluluğu doğurabilir. Her geçen gün yaşadığımız dünya, su krizi ve su kıtlığının belirtilerinin arttığını göstermektedir.” şeklinde konuştu.
“Ülkemizde Çölleşme Artmakta”
Prof. Dr. Demir, şu ifadeleri kullandı:
“Son dönemlerde meydana gelen küresel ısınma ile birlikte dünyadaki sıcaklık artışı ve buna bağlı olarak yaşanan afetler ile doğa olaylarının etkisi günlük hayatımıza ve çevremize yansımaktadır. Bu durum sonucunda ülkemizde güneyden kuzeye doğru artan kuraklık ve çölleşme giderek daha da önemli bir mesele haline gelmektedir. 2024 yılı, ülkemizde son yıllarda yaşanan aşırı hava olaylarının sıklıkla görüldüğü bir yıl oldu; 2025 yılı ise mevcut veriler ışığında yaz döneminde sıcak ve kurak bir dönemin yaşanma olasılığını artırmaktadır. Kuraklık, tarımsal üretim desenimizi kuzeye kaydırmakta ve çölleşme riski ülkemizin güney kesiminden başlayarak kuzeye yayılmaktadır. Bu süreç tarım ve üretim üzerinde ciddi etkiler yaratmaktadır. Yağış rejimimiz ve su kaynaklarımız bu durumu önemli ölçüde etkilemektedir. Yaz aylarının kurak geçmesi, barajlarımız, sulama suyu kaynaklarımız ve büyük şehirlerdeki içme suyu kaynaklarımız açısından kritik bir durum oluşturabilir. Bu nedenle yaz aylarında mevcut kaynakların etkin kullanımı ve korunması daha da önem kazanmaktadır. Bir tarım ülkesi olan Türkiye, kuraklık ve çölleşme riskinin giderek artan bir sorun haline geldiğini gözlemlemektedir. Öncelikle, tarıma verilen destek ve önem artırılmalı, tarım alanlarının korunması ve özellikle çölleşmeye karşı mücadele sistematik bir hale getirilmelidir. Bu alandaki çalışmalar ve uygulamalar teşvik edilmelidir. Toplumun, küresel iklim, kuraklık, çölleşme ve su kaynaklarının korunması gibi konularda bilinçlendirilmesi ve tüm bireylerin bu meselelerde duyarlı hale gelmesi son derece önemlidir. Üç tarafı denizlerle çevrili, her bölgesi kendine has özelliklere sahip olan ülkemizin geleceği kuraklık ve çölleşme olmamalıdır. Türkiye’nin geleceği tarım ve tarıma dayalı sanayidedir.”
