reklam
reklam
DOLAR39,5152% 0.64
EURO45,7099% 0.63
STERLIN53,6762% -0.71
FRANG48,6941% 0.61
ALTIN4.373,35% 1,04
BITCOIN105.186,13-0.187
reklam

Çeken Akıntıya Kapıldınız mı? Panik Yapmayın, Çözüm Burada!

Yayınlanma Tarihi : Google News
Çeken Akıntıya Kapıldınız mı? Panik Yapmayın, Çözüm Burada!
reklam

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Deniz Bayraktar Bural, özellikle Karadeniz kıyılarında sıkça karşılaşılan ve halk arasında “çeken akıntı” olarak bilinen rip akıntılarına dair önemli uyarılarda bulundu.

Bural, rip akıntılarının sahilden açık denize doğru güçlü bir şekilde ilerleyen akıntılar olduğunu belirterek, bu akıntıların oluşumunda dip yapısının ve dalga kırılmalarının etkili olduğunu açıkladı. Şunları söyledi:

“İlerleyen dalgalar, kum tepeciği üzerinden sığlaşma nedeniyle kırılıyor. Kırıldıktan sonra bu yarıktan hızla geri girerek açık denize doğru çok güçlü bir akıntı oluşmasına yol açıyor. Bu noktada, kırılan dalgaların formu bozulup bir akıntıya dönüşüyor.”

Çeken akıntıların meydana geldiği bölgelerde genellikle ince kum yapısı, kum tepecikleri ve yarıklar bulunduğunu aktaran Bural, rüzgarın şiddeti ile dalga boyunun bu akıntıların oluşumunu artırabileceğini ifade etti.

Rip akıntılarının su yüzeyinde bazı ipuçları bıraktığını belirten Bural, tespit yöntemlerini şöyle açıkladı:

“Kırılan dalgalar yukarıya taşınacağı için deniz suyunun yüzeyi bulanıklaşacak ve kahverengi bir görüntü oluşacaktır. Su yüzeyinde kısmi bir kahverengilik görüyorsak, burada çeken akıntı olduğunu düşünebiliriz. Ayrıca çeken akıntının yön değiştirmesi nedeniyle, açık denizden sahile doğru ilerleyip, daha sonra kıyıdan geri dönerken su yüzeyinde köpüklenme görünümü söz konusu olabilir. Bu da tespit etme açısından önemli bir ipucu sağlar. Eğer su yüzeyinde kahverengi görüntü, bulanıklık ve köpük gibi düzensizlikler varsa, bu durumları göz önünde bulundurmak gerekmektedir.”

Türkiye’de rip akıntılarının en yaygın görüldüğü bölge Karadeniz kıyılarıdır. Bural, İstanbul’da özellikle Şile ve Ağva gibi yerlerin riskli bölgeler arasında yer aldığını kaydetti.

Rip akıntısının sadece yaz aylarında değil, fırtına sonrası sakin günlerde de oluşabileceğini hatırlatan Bural, bu tür akıntılara kapılan kişilerin paniğe kapılmadan hareket etmeleri gerektiğini vurguladı:

“Rip akıntısına kapılan kişi, öncelikle akıntıya karşı yüzmemelidir. Boğulmaların büyük kısmı bu esnada yaşanmaktadır. Çünkü akıntı sizi sahilden uzaklaştırmaktadır. Bu durumda panikleyen yüzücü, karşıya doğru yüzmeye çalışıyor ve bu da yorulmasına ve nefessizlik hissetmesine yol açabiliyor. Eğer iyi bir yüzücü iseniz, sahile paralel ya da yanlamasına yüzmek akıntıdan uzaklaşmanıza yardımcı olabilir ya da sadece su yüzeyinde kalmaya odaklanmak en iyisi olacaktır. Çoğunlukla doruk noktasını aşınca çeken akıntıdan uzaklaşmanız mümkündür.”

Bural, Türkiye’de rip akıntılarına dair toplumsal farkındalığın henüz yeterli seviyede olmadığını belirterek, AFAD öncülüğünde düzenlenen çalıştayların artırılması ve kamuoyunun daha fazla bilgilendirilmesi gerektiğini ifade etti.

reklam

YORUM YAP