AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olarak görevde bulunduğu dönemde ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla yapılan tutuklamaların sayısı, Cumhuriyet tarihindeki diğer cumhurbaşkanlarının açtığı davalardan çok daha fazla oldu.
İstanbul’da yaşanan son tutuklama ise dikkat çekici bir durum ortaya koydu. Avukat Kerim Bahadır Şeker, sosyal medya üzerinden bu suçlamayla tutuklanan bir kişinin hikayesini paylaştı. Şeker’in aktardıklarına göre, akli dengesi yerinde olmayan ve gözündeki çip ile yüz taraması yaptığını öne süren bir kişi, dün gece gözaltına alındı.
Şeker, akli dengesi yerinde olmayan bu şahıs ile tutuklanmadan hemen önce gerçekleştirdiği görüşmeyi şöyle anlattı:
Dün gece sabaha kadar uyumadım ve düşündüm ki, “CMK açayım. Zaten boş bir günüm var. Bayram seyran, belki birine yardımcı olabiliriz.”
Gece karakola gittim. Bir kişinin Cumhurbaşkanına hakaretten gözaltına alındığını söylediler. Oturduğumuzda durum ortaya çıktı.
Kendisi, “Cumhurbaşkanı ile Kısıklı’ya görüşmeye gittim. Sonrasında Sarıyer’e geçtim. Cumhurbaşkanı orada olmayınca durumu kendisine anlatamadım. Ben bir sistemin parçasıyım.” dedi.
Devamında, “Gözümdeki çip ile hepinizi yüz tanıma sistemi aracılığıyla görebiliyorum. Onlar beni yönlendiriyor. FETÖ-METÖ hikaye, hepsi yalan! Aslında burada üç harfli hocalar var.” diye defalarca ifade etti.
Ben de kendisine, “Bu akıl sağlığı ile ilgili bir problem varsa, ifadesinin bile alınmaması gerekir.” dedim.
Zaptın içerisine bunu yazdırdım, sorgu zaptına not düştük. Ancak savcılık, zaptın içerisinde ifademiz alınmadan onu tutuklamaya sevk etti ve iki saniye içinde tutuklandı. Türkiye’nin özeti budur.
