

Uzun yıllar boyunca çürümeye terk edilmiş olan Büyükada Rum Yetimhanesi, yeniden ihtişamına kavuşmak üzere hazırlanıyor. 19. yüzyılın sonlarında otel olarak inşa edilen bu tarihi yapı, Fener Rum Patrikhanesi tarafından alınan karar doğrultusunda yeniden turizme kazandırılacak.
Yatırımcı Aranıyor
Fener Rum Patriği Bartholomeos’un başkanlık yaptığı Sen Sinod Meclisi, 60 yıldır atıl durumda bulunan ve yıkılma tehlikesi taşıyan yapının turizm sektöründe değerlendirilmesi gerektiğine karar verdi. Patrikhane, bu dönüşüm için yatırımcı arayışında. Otelin restorasyonu ve işletilmesi için uzun vadeli kiralamaya odaklanılacak.
Restorasyonu Nasıl Yapılacak?
Hürriyet’ten Yorgo Kırbaki‘nin aktardığına göre, projeye göre binayı devralacak olan şirketin hem restorasyon masraflarını üstlenmesi hem de yapının tarihi dokusuna sadık kalması gerekecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı, yapının Patrikhane mülkiyetinde olduğunu doğrularken, henüz restorasyon izni için bir başvuru yapılmadığını belirtti.
Kumarhane ve Otel Olarak Açıldı Ama Ruhsat Alamadı
İlk olarak 1899 yılında ünlü mimar Alexandre Vallaury tarafından “Prigipo Palace” adıyla otel ve kumarhane olarak tasarlanan yapı, dönemin Osmanlı hükümeti tarafından ruhsat verilmediği için işletilemedi.
Yapı, 1902 yılında varlıklı Zafiri ailesi tarafından satın alınıp Fener Rum Patrikhanesi’ne bağışlandı ve II. Abdülhamid’in izniyle 1903’te yetimhane olarak kapılarını açtı. Binada kalan çocukların sesi, 1964 yılına kadar Adalar semalarında yankılandı.
Yangın Riski Nedeniyle Mühürlendi
Bu yapı, yalnızca bir yetimhane değil, tarihin canlı bir tanığı olarak da öne çıktı. I. Dünya Savaşı sırasında askeri okul olarak kullanıldı, ardından Bolşevik Devrimi’nden kaçan Rus mültecilerini ağırladı. İşgal yıllarında ise ada halkına sığınak oldu. Ancak 1964 yılında, yangın riski nedeniyle mühürlendi ve sessizliğe büründü.
1997’de mülkiyet devlete geçti ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararıyla 2012 yılında tekrar Patrikhane’ye iade edildi.
Dünyanın En Büyük Ahşap Yapılarından
Hâlâ ihtişamlı bir şekilde ayakta duran bu devasa yapı, hem İstanbul’un hem de Avrupa’nın en büyük ahşap binası olma özelliğine sahiptir. UNESCO tarafından “korunması gereken kültürel miras” kategorisinde değerlendirilen yetimhane, şimdi tekrar dünya sahnesine çıkmak üzere hazırlanıyor.
Proje tamamlandığında, yapı hem kültürel miras hem de lüks konaklama hizmetlerini bir arada sunacak. Mimari restorasyon, orijinal planlara sadık kalınarak yapılması bekleniyor ve otelin, yerli ve yabancı turistlere hitap eden bir konseptle işletileceği ifade ediliyor.
Patrikhane, bu özel yapının yeniden hayata kazandırılması için güçlü bir yatırımcı arıyor. Restorasyonun başlayabilmesi için ilk adım, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan onay alınması. Gözler, bu büyük dönüşüm için ilk adımı atacak şirkette…
Büyükada’nın siluetine yeniden damga vurmaya hazırlanan Rum Yetimhanesi, geçmişin izlerini geleceğe taşımaya hazırlanıyor.