Dün akşam saatlerinde Fırat Mahallesi 564’üncü Sokak’taki 13 katlı bir apartmanda yangın çıktı. Elektrik kesintilerinden kaynaklandığı düşünülen yangın, merdivenleri aniden dumanla kapladı.
İtfaiye ekipleri, sepetli vinç ve dağıtım şirketine ait asansörle bina sakinlerini tahliye etmeye çalıştı. Dumandan etkilenen kişilere ambulanslarda ilk yardımlar yapıldı ve 17 kişi hastaneye kaldırıldı.
Tedavi altına alınan yaralılardan Bircan Çavdar ile çocukları Yunus Emre (12), Zeynep (4) ve Elif Çavdar (4) tüm müdahalelere rağmen hayatlarını kaybetti.
Anne ve çocukların cenazeleri, Adli Tıp Kurumu’ndaki işlemlerin ardından baba Süleyman Çavdar ve yakınlarına teslim edildi. Cenazeler, sabah saatlerinde Bağlar ilçesindeki Yeniköy Asri Mezarlığı’nda kılınan cenaze namazının ardından defnedildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili soruşturma başlatarak, bir başsavcı vekili koordinasyonunda iki Cumhuriyet savcısı görevlendirdi.
‘GİTTİĞİMİZDE CAN PAZARI VARDI’
Yangın anında 30’un üzerinde kişiyi kurtaran nakliyeci Emrullah Eligün, olay yerine hızla ulaştı. Eligün, yaşadığı anları şöyle özetledi:
“Ben marketteydim. Akrabam Tuncay beni aradı ve acil asansör getirmemi istedi çünkü dayımın evinde yangın çıkmıştı. Hemen alışverişimi bıraktım ve koşarak asansörün bulunduğu yere geldim. Tuncay ile beraber ara sokakları kullanarak oraya ulaştık. Yangın çıkmadan önce kimse de bize izin vermedi, ‘Bu asansörle ne yapılabilir ki?’ diye düşündüler. Fakat gittiğimde durumu görünce şok oldum. Yangın, binanın bir tarafını sarmıştı ve insanlar balkonlarda kurtarılmayı bekliyordu.
İtfaiye, sol cepheden insanları kurtarıyordu. Ben sağ cepheyi boşalttım, ardından arka cepheye geçtim ve orayı da tahliye ettim. Yaşlılar, çocuklar, kadınlar… O an ne başardığımın farkında bile değildim. Gördüğüm manzara benim için çok üzücüydü. İnsanlar umutsuz ve çaresizdi.
Olay yerinde herkes ‘önce benim eşyamı kurtar’ diyerek birbirleriyle kavga ediyordu. Dinlemeden hepsini kurtarmaya başladım. Üstten başlayarak aşağıya doğru indim, çünkü insanlar panik halinde hareket ediyor ve ne yapacaklarını bilmiyorlardı.
‘ELİMDEN GELENİ YAPTIM’
Eligün, kurtarmak için birçok kişinin yardıma geldiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:
“Vincim 45 metreye kadar çıkabiliyor ama hızlandırılmış çalışırken bir arıza yaşandı. 12’inci kata kadar kurabildim, 13’e ulaşamadım ama orada kimse yoktu. Dolaşmak zorunda kalarak, trafik sıkışıklığına rağmen oraya ulaşmaya çalıştım. Şükürler olsun ki, üç saat boyunca üç farklı cepheden yaklaşık 35 kişiyi kurtardım. Tekrar böyle bir durum yaşanırsa yine yaparım. Bir daha yaşanmamasını umuyorum.”
Bir anne 4’üncü kattayken, ‘Çocuğumu kurtar’ diye yalvardı. Tuncay’ı yukarı gönderdim, ‘Çocuğu al’ dedim. Risk alarak asansörü dayamadan onu gönderdik ve şükür ki, çocuğu kurtarabildik. Diğer anneye ne oldu bilinmez… O cepheye ulaşamadım. Çok zor bir deneyimdi, herkes acı çekti. Keşke daha fazla yardımcı olabilseydim…”
