Erdoğan, ‘metal yorgunu’ terimini siyaset dünyasına kazandıran kişi olarak dikkat çekiyor. Bu tabiri kullanmaya 2017 yazında başladı. O dönem bazı il teşkilatları ve büyükşehir belediye başkanları ‘metal yorgunu’ ilan edildi. Ardından İstanbul, Ankara, Bursa ve Balıkesir belediye başkanlarını istifaya zorladı ve AKP teşkilatlarında önemli değişiklikler gerçekleştirdi.
Metal yorgunluğu kavramını kısaca; sık kullanılan bir malzemenin zamanla kırılgan hale gelmesi olarak özetleyebiliriz. Erdoğan, özellikle İstanbul ve Ankara belediye başkanlarının artık yoruldukları ve üretemedikleri için görevden alındığını belirtti.
Melih Gökçek, 1994’ten 2017’ye kadar Ankara’nın yöneticiliğini yaptı. Erdoğan, onun için ‘yoruldun artık çekil’ dedi. Benzer şekilde, Kadir Topbaş da 13 yıl İstanbul’u yönettikten sonra metal yorgunu olarak görevden alındı.
Erdoğan’ın perspektifinden bakıldığında ise kendisi de metal yorgunu olabilir. Zira 23 yıldır ülkeyi yönetiyor ve 2018’den itibaren tek başına iktidarda.
Tam Yedi Yıldır!
Artık tüm kurumlar onun kontrolünde. Ülkenin dış politikasından savunma, asayiş, terörle mücadele, yatırımlar, altyapı projeleri ve ekonomik göstergeler gibi birçok konuda karar alma yetkisi yalnızca Erdoğan’a ait.
Sadece devlet başkanı değil, aynı zamanda tek kişilik bir hükümetin lideri olarak pek çok finans ve iletişim kurumunun da patronluğunu yürütüyor. Bu yoğun sorumluluk Türkiye’nin yönetiminde derin bir yorgunluk yaratmış olabilir.
Ayrıca, Anayasa Mahkemesi, HSK, valilikler ve diğer idari yapılar dahil olmak üzere pek çok atamayı da Erdoğan gerçekleştiriyor. Bu durum, onun üzerindeki baskıyı artırıyor.
Metal yorgunluğu ortada… Artık büyük projeler üretmekte zorlanıyor ve günü kurtarmak adına yönetmek yerine idare etmeye çalışıyor.
Örneğin, açlık sınırı 25 bin lira olurken, asgari ücret 22 bin lira olarak belirlenmiş. Asgari ücretin açlık sınırını geçecek bir artış sağlamak mümkün olmuyor. Yoksulluk sınırı ise 81 bin lira, insanların refaha ulaşması için bir çare bulunamıyor.
İstanbul Ticaret Odası verilerine göre, enflasyon mayıs ayında yüzde 2,83 artmış. Avrupa ülkelerinde yıllık enflasyon artışlarıyla bizdeki aylık artış oranları karşılaştırıldığında durum oldukça çarpıcı. Yıllık enflasyon ise yüzde 46 seviyesinde. Rejim değişikliğinden beri, tek adam yönetiminin getirileri, yüksek enflasyon ve döviz baskısı altında ezildiğimiz bir gerçeği ifade ediyor.
Mehmet Şimşek, iki yıllık görev süresince vergileri artırmayı sürdürüyor, ancak bu süreçte beklenen olumlu gelişmelere ulaşılamadı.
Sebebi ne olabilir?
Metal yorgunluğu…
Erdoğan, yetkileri dağıtmak yerine bazı belediyelerin yetkilerini kendine bağlamayı düşünüyor. İstanbul’dan Muğla’ya kadar pek çok şehri de yönetmeyi arzuluyor.
Bu tempoya can dayanmaz…
Uzun süre görevde kalan belediye başkanlarını ‘metal yorgunluğu’ nedeniyle dinlenmeye alan Erdoğan’ın kendisi de aynı sorunla baş etmektedir.
Kendisi de metal yorgunu.
Bu nedenle ekonomi rayına oturamıyor ve Türkiye düzgün bir yolda ilerleyemiyor.
Ancak, bu gerçeği ona söyleyecek cesaretli bir AKP’li bulmak zor görünüyor…
Çünkü iş insanından bürokrata, validen savcıya, hakime kadar herkes konforlarından ödün vermek istemiyor.
Türkiye’nin asıl problemi budur; bizi yöneten kişinin yorgun olmasıdır…
