19 Mart tarihinde Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından, 23 Mart’ta tutuklanmasıyla birlikte Türkiye genelinde protesto gösterileri gerçekleşti. Bazı bölgelerde polis tarafından öğrencilere sert müdahale edildiği gözlemlendi.
Ülke genelindeki gösterilere Eskişehir’den destek veren gençler, sokağa çıkma nedenlerini ve dertlerini dile getirdi.
Protestoların en yoğun yaşandığı şehirlerden biri olan Eskişehir’de, Anadolu Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü öğrencisi Ayşe Irmak Demirel, “19 Mart’tan bu yana sokağa çıkma sebebim Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve hapse girmesi olsa da bu bir başlangıç. Biz aslında adaletsizliğe karşı sokaktayız.” ifadesini kullandı.
“SABAH UYANDIĞIMIZDA LAİK DEMOKRATİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN OLDUĞU BİR SABAH OLACAK MI?”
Cumhuriyet ve laikliğin tehlikede olduğunu düşündüklerini belirten Ayşe Irmak Demirel, siyasi ideolojiler yerine Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği için sokaklara çıktıklarını savunarak şunları söyledi:
- “Artık biz şöyle düşünüyoruz: Yarın sabah uyandığımızda laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin olduğu bir sabaha uyanabilecek miyiz? 19 Mart’tan bu yana sokağa çıkma sebebim Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve hapse girmesi olsa da o bir başlangıç. Adaletsizliğe karşı sokaktayız. İlerici Cumhuriyet Birliği’ni kurmamızın sebebi de buydu. Siyasi partilere güvenemiyoruz.”
- “Aynı saatte iki farklı yürüyüş olması da dikkat çekiyor. Eskişehir büyük bir yer değil. Neden aynı zamanda iki yürüyüş düzenleniyor? Bize söylenen, kendi parti bayraklarını getirmek istiyorlar. Bu süreçte bile siyasi partiler reklam yapsın diye mücadele ediyor. AKP’ye güvenmiyoruz ama CHP, İYİ Parti, TİP gibi partiler de sınıfta kaldı. Alan tartışması devam ediyor; benim bayrağım, senin bayrağın, A veya B partisi kendi sonuçlarını almak için alanda. Bu sürede inancımızı kaybettik.”
“ŞERİAT KORKUSU YAŞIYORUZ. BUNUN İÇİN SOKAKTAYIZ”
“Bizim endişemiz artık kim iktidara gelecek meselesi değil, ‘Yarın ülkemiz ne olacak?’ sorusu. Şeriat korkusu yaşıyoruz, bunun için sokaktayız. Farklı düşüncelerimiz olsa da ortak kaygımız Cumhuriyet. Tek taleplerimiz, sesimizin duyulmasıydı ama yapmadılar. Muhalefet partileri de destek vermiyor. Özgür Özel, ‘Sokağa çıkın’ dese birçok kişi sokakta olacaktı. Biz de bu tür çağrılar yapacak bir yapı kurmak istiyoruz.” diyen Demirel, yürüyüşlere katılanların çeşitli siyasi görüşlerden olduğunu ifade etti.
“Tartışmalar oluyor ama ortak paydamız laik, demokratik Türkiye. Ekipteki arkadaşlarımızın bazıları AK Partili ailelerin çocukları. Eylemlere katıldıklarını bilse, belki de okuldan alınacaklar ama yine de mücadeleye devam ediyorlar.”
“HERKES KENDİ KURTULUŞUNUN ÖZNESİ OLMAK İSTEDİ”
Anadolu Üniversitesi Eczacılık Hizmetleri bölümü öğrencisi Hakan Demirci, ekonomik sıkıntılar, laikliğin azalması ve anayasal güvencelerin kaybolması gibi sebeplerin gençleri sokağa sürüklediğini belirterek, “Ülkede artan endişeler ve tutuklu bir aday gerçeği gençlerin ‘Artık kimse bize yardım etmeyecekse, kendi kurtuluşumun öznesi ben olayım’ demesine yol açtı. Ana akım partiler bu süreçte sınıfta kaldı; önce destek verme görüntüsü çizerken, sonra siyasi çıkarlarını ön plana çıkardılar. Bu da hiç şaşırtıcı olmadı.” şeklinde konuştu.
“DİPLOMALARIMIZ ZATEN GEÇERLİLİĞİNİ YİTİRMİŞTİ”
Demirci, eylemlere katılma amacının sadece Ekrem İmamoğlu meselesi olmadığını belirterek sözlerini şu şekilde sürdürdü:
- “Zaten 19 Mart’tan önce de, diplomalarımızın geçerliliği kalmamıştı. Eğitim sistemimiz laiklik ve bilimsellikten uzaklaşırken, şeriatı savunan gruplar okullarda rahatça faaliyet yürütürken, bizlere bir stant açma izni bile tanınmıyordu. Böyle bir ortamda geleceğimizi nasıl güvence altına alabilirdik?”
- “Herkesin güvenle çalışabileceği, kadınların sokakta rahatça hareket edebileceği, sanatta sansürün olmadığı bir Türkiye istiyoruz. Seküler ve cumhuriyetçi insanların sokağa dökülmesi, bu endişelerden kaynaklanıyor. Biz sadece hakkımızı savunmak, anayasal haklarımızı kullanmak istiyoruz.”
“GENÇLER DEMOKRASİ VE CUMHURİYETÇİ BİRİKİM İÇİN SOKAĞA ÇIKTI”
Gençlerin demokrasi ve cumhuriyet için sokağa çıktığına dikkat çeken Anadolu Üniversitesi Gazetecilik bölümü öğrencisi Bartu Can, şu ifadeleri kullandı:
- “Gençlikte, hatta halkta bir direnme umudu vardı ama korkular da yaygındı. Gençlerin sokağa çıkması, o korkan kitleye umut oldu. Başlangıçta İmamoğlu’na destek için düzenlenen yürüyüşler, baskıların sona ermesini isteyen söylemlerle devam etti. Bu hareket, sadece İmamoğlu ile sınırlı kalmadı, demokrasi ve cumhuriyetçi birikimi yeniden hatırlatmak için sürdü.”
- “Cumhuriyetten geriye pek bir şey kalmadı. Laiklikten ve bağımsızlıktan söz etmek bile zorlaştı. Gençler, ‘Biz burada hakkımızı arıyoruz ama partiler reklam yapıyor’ diyerek tepkilerini ortaya koydu. Bu, düzen partilerinin yaklaşımını net gösteriyor. Eskişehir’de CHP’nin tutumu sınıfta kaldı, diğer partiler de gözükmüyordu. Emek ve Demokrasi bileşenleriyle ilerlemeye çalıştık ama düzen partisi refleksi yine ortaya çıktı. Gençler bu durumu artık görebiliyor.”
“FARKLI GÖRÜŞLER ORTAK BİR HEDEFTE BULUŞTU”
Gençlerin çeşitli görüşlere sahip olmalarına rağmen bir araya geldiğini belirten Can, “Bağımsızlık, laiklik ve cumhuriyet için mücadele eden gençler sokağa çıktı. Ülkücü bir grup bile ‘faşizme karşı omuz omuza’ diyordu. Bu, cumhuriyetçi birikimin etkisinin bir göstergesi” şeklinde konuştu.
“ÖĞRENCİ-İŞÇİ KAVRAMI YAYGINLAŞTI”
Öğrencilerin okumak için çalışmak durumunda kaldığını vurgulayan Can, “Çevremde çalışmayan arkadaşım sayısı oldukça az. Sabah derslere girip, akşam işi bırakmadan bu döngüyü sürdürmek zorundayız. Bu, yaşanılır bir hayat değil. Gençlik artık bu sömürünün farkında. Ana muhalefet liderinin diplomasının gitmesi, gençlerde, ‘Benim diplomam neden gidecek?’ sorusunu akla getirdi ve bu durum, ortak mücadele ruhunu güçlendirdi.” ifadelerini kullandı.
