

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmeleri Koordinasyon Kurulu tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na sunulan toplu iş sözleşmesi protokolüne yaklaşık 3 aydır cevap alınamadığını belirterek basın toplantısı düzenledi.
Basin açıklamasını yapan TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ olarak şubat ayında hükümete ilettikleri ortak taleplerle, enflasyon karşısında ezilen ücretlerin insanca yaşam seviyesine çekilmesi, sosyal hakların güncellenmesi ve kamu işçisinin refahının artırılması gibi haklı gerekçeler sunduklarını söyledi.
Ancak, 2 Haziran tarihi itibarıyla üç ay geçmesine rağmen hükümetten henüz somut bir ücret teklifi gelmediğini kaydeden Ağar, “Buradan hükümete sesleniyoruz: Kamu işçisinin emeklerine göz yummayamazsınız. Üç ay boyunca herhangi bir iletişim kurmamak, bu gücün yok sayılması demektir. Bu masada işçinin sabrını zorlayan bir yaklaşım değil, sosyal diyaloga dayalı, şeffaf ve çözüm odaklı bir tutum görmek istiyoruz. Gereken ücret teklifinizi bir an önce masaya koyun. Aksi halde; işçi sınıfının sabrı taşar ve bu sabır sokakta yankı bulur.” diye belirtti.
“Sabit Gelirliler Artık Nefes Alamıyor”
Ramazan Ağar, ülkedeki sabit gelirlilerin artık zor durumda olduğunu ve her geçen günün işçiler için kayıp olarak değerlendirildiğini ifade etti.
Ağar, “Masaya konmayan her teklif, soframızdan eksilen bir lokmadır” diyerek, “Emeğin hakkını, insan onuruna yaraşır bir yaşamı talep ediyoruz. Bugün bu ülkede bir kamu işçisi, alın teriyle geçimini sağlamaya çalışırken ve çocuklarına dahi süt, yumurta ya da ayakkabı alırken zorluk çekiyorsa bunun sorumlusu hükümettir. Hükmete açık ve net bir çağrıda bulunuyoruz: Bu sessizlik artık kabul edilemez. Masaya gelecek teklif bir ödül değil, sosyal devletin gereğidir. Emekçiyi oyalamak ve belirsizlik içinde tutmak, sosyal barışa zarar verir. Sabrımızı sınamayın. Bizler bu ülkenin üretim gücüyüz ve binlerce kamu işçisinin sesi olarak buradayız. Alın terinin hakkı verilene kadar susmayacağız. Kamuoyunun da bu adaletsizliğe sessiz kalmayacağına inanıyoruz. Bu mesele sadece işçilerin meselesi değil, herkesin meselesidir, ülke meselesidir. Çünkü bugün, görmezden geldiğiniz, sustuğunuz ve aceleye getirdiğiniz işçiler, kamu hizmetlerinin temel direkleridir. Gündüz gecenin bir arada, her koşulda çalışan bizler sayesinde kamu düzeni aksamadan sürüyor” ifadelerini kullandı.
“Bu Masa Susarsa, Meydanlar Konuşur”
Ağar, hükümetin en kısa sürede teklifini gündeme getirmesi, bu süreci uzatmadan adil ve kabul edilebilir bir çözüme kavuşturması gerektiğini vurguladı. “Emeği yok saymaya, görmezden gelmeye ya da susmaya hakkımız yok. Eğer hükümet, kısa sürede müzakere edilebilir bir teklif sunmazsa, müzakere ve arabulucu süreci sona eren her iş yerinde yasal haklarımızı kullanarak üretim gücümüzü devreye sokacağız. 81 ilde kamu iş yerlerinde eylem planlarımızı hayata geçireceğiz. Hükümete çağrımız nettir. Artık oyalama sürecini bırakın, işçinin sabrı tükenmekte. Eğer bu masa susarsa, meydanlar konuşacaktır. Emeğin gücü susturulamaz. Hak verilmez, alınır deriz ve emekten gelen gücümüzü sonuna kadar kullanırız. Yaşasın işçilerin birliği, yaşasın dayanışma mücadelemiz!” diye ekledi.