reklam
reklam
DOLAR39,3024% 0.03
EURO44,9251% -0.11
STERLIN53,3627% -0.14
FRANG47,8597% -0.19
ALTIN4.252,33% 0,37
BITCOIN103.082,71-1.425
reklam

Türk-İş: Hükümet Artık Teklifini Sunsun, Bu Masa Susarsa Meydanlar Konuşur

Yayınlanma Tarihi : Google News
Türk-İş: Hükümet Artık Teklifini Sunsun, Bu Masa Susarsa Meydanlar Konuşur
reklam

Türk-İş Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmeleri Koordinasyon Kurulu, 27 Şubat 2025’te hazırladığı Toplu İş Sözleşmeleri Kamu Çerçeve Anlaşma Protokolü’nü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na iletmişti.

Bakanlıktan herhangi bir yanıt alınamaması üzerine kurul, genel merkezde konuyu değerlendirmek amacıyla bir araya geldi.

Sonrasında ise basın toplantısı düzenlendi.

Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ olarak şubat ayında hükümete ilettikleri ortak teklifleri ile enflasyon karşısında ezilen ücretlerin insanca yaşam seviyesine çekilmesi, sosyal hakların güncellenmesi ve kamu işçisinin refahının artırılması gibi son derece makul taleplerde bulunduklarını dile getirdi.

Bugünün 2 Haziran olduğunu vurgulayan Ağar, üç aydır hükümetten somut bir ücret teklifi gelmediğini belirtti ve şunları ifade etti:

– “Görüşmeler başlamış olsa da masada hala boş bir sayfa duruyor. Bu sessizlik sadece masadaki bizleri değil, evinde, mutfağında tencereyi kaynatmaya çalışan yüz binlerce işçi kardeşimizi de tedirgin etmektedir.”

– “Hükmete sesleniyoruz: Kamu işçisinin alın terini görmezden gelemezsiniz. Üç ay boyunca sessiz kalmak, bu emeği yok saymaktır. Masada işçinin sabrını sınayan bir anlayış değil, sosyal diyaloga dayalı, şeffaf ve çözüm odaklı bir yaklaşım bekliyoruz.”

– “Biz her zaman yapıcı olduk. Ancak haklarımızı alana kadar kararlı kalacağız. Toplu sözleşme bir lütuf değil, anayasal bir haktır. Bu haktan doğan ücret teklifinizi bir an önce masaya koymalısınız. Aksi halde; işçi sınıfının sabrı taşar, bu sabır sokakta ses bulur.”

Sabit Gelirliler Nefes Alamaz Hale Geldi

Ramazan Ağar, ülkede sabit gelirlilerin nefes alamaz hale geldiğini ve her geçen günün işçiler için kayıp olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

– “Masaya konmayan her teklif, soframızdan eksilen bir lokmadır. Biz yalnızca zam istemiyoruz. Biz, emeğin hakkını ve insan onuruna uygun bir yaşamı istiyoruz.”

– “Bugün bu ülkede bir kamu işçisi, alın teriyle çalışan bir baba veya anne çocuğuna süt, yumurta veya bir ayakkabı dahi almakta ve evinin ihtiyacını karşılamakta zorlanıyorsa, bunun sorumlusu hükümettir.”

– “Hükmete açık ve net bir çağrıda bulunuyoruz: Bu sessizlik artık kabul edilemez. Masaya gelecek teklif bir lütuf değil, sosyal devletin bir gereğidir. Emekçiyi oyalamak, belirsizlik içinde bekletmek, sosyal barışa zarar verir. Sabrımızı sınamayın.”

– “Biz bu ülkenin üretim gücüyüz, binlerce çalışan kamu işçisi adına konuşuyoruz. Alın terinin hakkını alıncaya dek susmayacağız. Kamuoyunun da bu adaletsizliğe sessiz kalmayacağına inanıyoruz. Bu mesele yalnızca işçinin meselesi değil, herkesin meselesidir, ülke meselesidir.”

– “Çünkü bugün, ağırdan aldığınız, sustuğunuz ve görmezden geldiğiniz, alın teri ile çalışan işçiler, kamu hizmetlerinin temel taşlarıdır. Gece gündüz demeden çalışan biz emekçiler sayesinde kamu düzeni aksatılmadan sürmektedir.”

Hükümetin en kısa zamanda teklifini masaya koyması ve bu süreci uzatmadan adil bir çözümle sonlandırması gerektiğini kaydeden Ağar, şöyle devam etti:

Bu Masa Susarsa Meydanlar Konuşur

– “Emeğin hiçe sayılmasına, görmezden gelinmesine ve sessiz kalınmasına müsaade etmeyeceğiz. Eğer hükümet hızlı bir şekilde müzakere edilebilir bir teklif sunmazsa, müzakere ve arabulucu süreci sona eren her iş yerinde yasal hakkımızı kullanarak üretimden gelen gücümüzü devreye sokacağız.”

– “81 ilde kamu iş yerlerinde eylem planlarımızı hayata geçireceğiz. Hükümete çağrımız nettir: Artık oyalamayın, işçinin sabrı tükendi. Bu masa susarsa, meydanlar konuşur.”

– “Emeğin gücü susturulamaz. Hak verilmez, alınır deriz ve emekten gelen gücümüzü sonuna kadar kullanırız. Yaşasın işçilerin birliği, yaşasın birlik ve dayanışma mücadelemiz.”

reklam

YORUM YAP