

Paketin içeriğini Meclis’te düzenlediği basın toplantısında paylaşan AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, 9 farklı kanunda değişiklik içeren toplam 30 maddelik bir teklif sunduklarını açıkladı.
Teşkilatın TBMM Adalet Komisyonunda görüşüleceğini belirten Güler, çalışma planlamasının hafta sonunu da kapsayacak bir şekilde yapılacağını kaydetti.
Teklifin katılımcı bir yaklaşım ile hazırlandığını dile getiren Güler, infaz adaletinin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi ve toplumsal huzurun öncelik taşıdığını vurguladı. Güler, “’Terörsüz Türkiye’ hedefleri doğrultusunda ihtiyaçlar doğarsa, önümüzdeki günlerde kanun hazırlamaya devam edeceğiz.” dedi.
Teklifteki düzenlemeler şu şekilde sıralandı:
MADDE 1: 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun ek 1. maddesinde değişiklik yapılarak, istinaf ve temyiz için esas alınacak tarih, hüküm tarihi yerine davanın açıldığı veya şikayet başvurusunun yapıldığı tarih olarak düzenlenmektedir. Bu değişiklik, Anayasa Mahkemesi’nin iptali doğrultusunda gerçekleştirilmektedir.
MADDE 2: 1512 Sayılı Noterlik Kanunu’nun 125. maddesi, disiplin cezalarının belirlenmesinde ölçülülük ve hukuki güvence ilkelerine uyum sağlamak amacıyla yeniden düzenlenmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin iptali doğrultusunda hazırlanan yeni metinle, eylem-ceza ilişkisi netleştirilmektedir.
MADDE 3: Noterlik Kanunu’nun 126. maddesi, disiplinsizlik halleri ve bunlara karşı uygulanacak disiplin cezalarını açıkça belirleyecek şekilde yeniden yazılmıştır. Cezalar; uyarma, kınama, para cezası, geçici görevden uzaklaştırma ve meslekten çıkarma şeklinde sistematik olarak tanımlanmıştır. Bu düzenleme de Anayasa Mahkemesi’nin iptali doğrultusunda yapılmıştır.
MADDE 4: Noterlik Kanunu’nun 127. maddesi tamamen yenilenerek, üst veya alt derece disiplin cezasının verilmesi şartları ve zamanaşımı süreleri belirlenmektedir. Aynı nitelikteki tekrar fiillerde daha ağır, olumlu sicil hâllerinde ise daha hafif ceza verilmesi öngörülmektedir.
MADDE 5: Noterlik Kanunu’nun 157. maddesi yürürlükten kaldırılmaktadır. Disiplin hükümlerinin 125 ve 126. maddelerde yeniden düzenlenmiş olması nedeniyle bu maddenin uygulanabilirliği kalmamıştır.
MADDE 6: Noterlik Kanunu’nun 159. maddesinde yer alan “(B) bendi” ifadesi, yeni sistemle uyumlu şekilde değiştirilmektedir.
MADDE 7: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda yapılan değişiklikle, istinaf ve temyiz sınırlarının belirlenmesinde karar tarihi yerine dava tarihinin esas alınması öngörülmektedir. Bu düzenleme Anayasa Mahkemesi’nin iptali doğrultusundadır.
MADDE 8: 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 35. maddesinde, suça teşebbüs halindeki hapis cezalarının alt ve üst sınırları artırılmaktadır. Ağırlaştırılmış müebbet yerine 14-21 yıl, müebbet yerine 10-18 yıl hapis cezası getirilmektedir. Bu düzenleme, diğer maddelerdeki ceza artışlarıyla orantılıdır.
MADDE 9: Kasten yaralama suçunun temel cezası 1 yıl 6 aydan başlayarak artırılmaktadır. Basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek fiillerde ve kadına karşı işlenmesi durumunda alt sınır yükseltilmektedir.
MADDE 10: Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarında ceza sınırları artırılmakta; mağdurun zarar görme derecesine göre alt sınırlar 4-6 yıl, ölüm halinde ise 10-14 yıl veya 14-18 yıl olarak yeniden düzenlenmektedir.
MADDE 11: Tehdit suçunun cezaları, caydırıcılığı artırmak amacıyla yükseltilmektedir. Malvarlığına yönelik tehditlerde hapis cezasının alt sınırı bir aydan iki aya çıkarılmakta, nitelikli tehdit hallerinde (silah, örgüt gücü vb.) cezanın üst sınırı 7 yıla çıkarılmaktadır.
MADDE 12: Genel güvenliği kasten tehlikeye sokan fiillere yönelik cezaların artırılması öngörülmektedir. Bu kapsamda kamu düzenine yönelik tehdit oluşturan eylemlerle daha etkin mücadele etmek amacıyla ses ve gaz fişeği atabilenler (kurusıkı tabanca) dahil edilerek, toplu bulunulan yerlerde fiilin gerçekleştirilmesi halinde ceza ağırlaştırılacak şekilde düzenlenmiştir.
MADDE 13: 5237 sayılı Kanunun 179. maddesinde yapılan değişiklikle, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun cezası artırılmaktadır. Özellikle alkol veya uyuşturucu etkisiyle araç kullananlara yönelik cezaların ağırlaştırılması hedeflenmektedir.
MADDE 14: 5237 sayılı Kanunun 223. maddesinde yapılan değişiklikle, yol kesme ve ulaşım araçlarının hareketini engelleme fiilleri daha etkin şekilde cezalandırılacaktır. Cebir ve tehdit suçun unsuru olmaktan çıkarılarak, hukuka aykırı her türlü yol kesme veya araç durdurma eylemleri suç sayılacaktır. Suç işlenirken başka bir suç da işlenirse, faile her iki suçtan ayrı ayrı ceza verilecektir.
MADDE 15: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesinde yapılan düzenleme ile, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun toplu alanlarda işlenmesi durumu seri muhakeme usulü kapsamı dışına çıkarılarak daha ciddi müdahale edilmesi hedeflenmektedir.
MADDE 16: 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu’nun 11. maddesinde yapılan değişiklikle, çocuk hükümlülerin cezalarının önce çocuk kapalı ceza infaz kurumlarında infazına başlanması ve ardından çocuk eğitim evlerine gönderilmeleri öngörülerek infaz sürecinde çocuklara uygun bir geçiş sağlanmaktadır.
MADDE 17: 5275 sayılı Kanunun 15. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, çocuk hükümlülerin cezaları çocuk kapalı ceza infaz kurumlarında infaz edilmeye başlanacak ve iyi hâl değerlendirmesi sonucunda çocuk eğitim evlerine geçişleri sağlanacaktır. Kasıtlı suçlarda 3 yıl, taksirli suçlarda 5 yıl veya daha az ceza alan çocuklar doğrudan eğitimevlerinde kalabileceklerdir.
MADDE 18: 5275 sayılı Kanunun 105/A maddesinde yapılan değişiklikle, denetimli serbestlikten yararlanmak isteyen hükümlülerin, koşullu salıverilme tarihine kadar sürenin en az onda birini ceza infaz kurumunda geçirmesi zorunlu hale getirilmektedir. Böylece hükümlülerin cezaevinde kalma süreleri artırılarak cezanın caydırıcılığı ve infazın etkinliği artırılmak istenmektedir.
MADDE 19: 5275 sayılı Kanunun 108. maddesine yapılan değişiklikle, ikinci defa tekerrür hükümleri uygulanan hükümlülere koşullu salıverilme imkânı tanınması öngörülmektedir. Süreli hapis cezaları için koşullu salıverilme oranı dörtte üç olarak uygulanacaktır.
MADDE 20: 5275 sayılı Kanunun 110. maddesinde yapılan düzenleme ile, geceleyin ve hafta sonu infaz sınırı kasten işlenen suçlarda 3 yıl, taksirli suçlarda ise 5 yıl olarak belirlenmiştir. Hafta sonu infazı, cezaevinin uygun görmesi halinde hafta içi uygulanabilecektir.
MADDE 21: 5275 sayılı Kanunun geçici 10. maddesinin sekizinci fıkrasında yapılan değişiklikle, ikinci defa tekerrür hükümleri uygulanan hükümlülere koşullu salıverilme imkânı tanıyan 108. madde değişikliğine uyum sağlanmaktadır.
MADDE 22: 5275 sayılı Kanuna eklenen geçici maddeyle, 105/A maddesinde yapılan değişikliğin, yani denetimli serbestlikten yararlanmak için cezaevinde en az onda bir süre kalma şartının, bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce işlenen suçlara uygulanmayacağı düzenlenmektedir.
MADDE 23: 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun 2. maddesinde yapılan değişiklikle, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda “içeriğin çıkarılması” tanımı güncellenmiş ve içeriklerin internet ortamından çıkarılması şeklinde tanımlanması öngörülmüştür.
Ayrıca, “uyarı yöntemi” tanımı netleştirilerek, ihlalin ilk bakışta anlaşıldığı durumlarda BTK veya ilgili kişilerce doğrudan içerik veya yer sağlayıcıya bildirim yapılabileceği düzenlenmiştir.
MADDE 24: 5651 sayılı Kanunun 8. maddesinde yapılan değişiklikle, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı doğrultusunda “içeriğin çıkarılması” kavramı yeniden tanımlanarak, içeriklerin internet ortamından çıkarılması şeklinde düzenlenmiştir.
MADDE 25: 5651 sayılı Kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 9. maddesi, iptal kararı doğrultusunda yeniden düzenlenmektedir. Kişilik haklarının ihlali iddiasıyla sulh ceza hâkimliğine başvuru imkânı tanınmakta; ihlalin ilk bakışta anlaşılması hâlinde 24 saat içerisinde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verilebileceği kabul edilmektedir.
MADDE 26: 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 27. maddesinde yapılan değişiklikle, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararına uyum sağlanmaktadır.
MADDE 27: 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanununun 28. maddesinde yapılan değişiklikle, Yargıtay ve Danıştay’dan Kurul üyeliğine seçilenlerin, yüksek mahkemeye döndüklerinde Kurulda geçirdikleri sürenin görev süresinden sayılmaması düzenlenmektedir.
MADDE 28: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ek 1. maddesi Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı doğrultusunda yeniden düzenlenmektedir.
İnfaz paketi saat 15’te Meclis’e geliyor