reklam
reklam
DOLAR40,2172% 0.11
EURO46,8423% -0.05
STERLIN53,9699% 0.04
FRANG50,3155% -0.07
ALTIN4.326,62% 0,18
BITCOIN118.176,14-3.035
reklam

Erkan Baş’tan Protesto Tepkisi: İnsan Hakları Kapsamında

Yayınlanma Tarihi : Google News
Erkan Baş’tan Protesto Tepkisi: İnsan Hakları Kapsamında
reklam

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, TBMM’de gerçekleştirilen basın toplantısında gündemi değerlendirdi.

“12 yıl önce, 28 Mayıs’ta Türkiye tarihinin en büyük haysiyet isyanlarından birinin başlangıcı oldu” diyen Baş, şunları ekledi:

“Gezi direnişinin 12. yılında kaybettiğimiz tüm kardeşlerimizi sevgi ve saygıyla anıyorum. 12 yıl önce ‘Emri ben verdim’ diyerek sorumluluğu üstlenen olağanüstü polis şiddetiyle hayatını kaybeden kardeşlerimizi anarken, onların katillerinin cezalandırılması gerektiğini belirtmek isterim. Bu eylemler nedeniyle halen cezaevinde tutulan Mine Özerdi, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman, Osman Kavala ve Hatay Milletvekilimiz Can Atalay’ın derhal serbest bırakılmasını talep ediyorum.” diye konuştu.

‘Protestolar İnsan Hakları Kapsamındadır’

Demokrasinin sadece 4-5 yılda bir oy vermekten ibaret olmadığını savunan Baş, şu ifadeleri kullandı:

“Toplantılar, protestolar, büyük mitingler ve milyonların bir araya gelerek sesini duyurma çabası, hem yasal hem anayasal hem de doğal insan hakları kapsamına giren etkinliklerdir. ‘Benim de sesim duyulsun’ diyen bir halkın, demokrasiyi ayakları üzerine oturtan bir etkinliğin ‘darbe girişimi’ olarak damgalanması, içine girdiğimiz sürecin önemli adımlarından biridir. Biz, ‘demokrasi sadece sandıktan ibaret değildir’ derken, demokrasiyi sandığa sıkıştırmaya çalışanlar, sandıktan da istediklerini alamadıklarında sandığı geçersiz sayan bir yaklaşımı egemen kılmaya çalışıyorlar.

‘Halkın Siyasete Katılımı Daraltıldı’

Her geçen gün halkın siyasete katılım imkanlarının daraldığını belirten Baş, siyasi partilerin kapatıldığını ve Siyasi Partiler Yasası’nın antidemokratik bir hal aldığını vurguladı. “Şu anda elimizde kalan seçme ve seçilme hakkı gasbedilirken, TBMM artık çok az halk yararına işleyen bir yer haline geldi. Ancak burası, en azından yurttaşın çıkarına hizmet etmese bile muhalefetin yükselttiği sesin duyulduğu, halkın bilgilendirildiği bir alan olmalıydı.” dedi.

‘Siyasetin İki Merkeze Sıkıştığını Görüyoruz’

Baş, iktidarın kaybettiği her yere saldırdığına dikkat çekerek, Türkiye’de siyasetin yalnızca iki merkeze sıkıştığını söyledi: “Birincisi, saray ve çevresindeki iktidar cephesi. İkincisi ise hapishaneler. Siyaset, Türkiye’de sarayla Silivri arasında sıkışmış durumda.” ifadelerini kullandı.

‘Normalleşmelerine İzin Verecek Miyiz?’

Bugün Türkiye’de halkı için mücadele eden herkesin ya cezaevinde ya da cezaevine girmekle tehdit edildiğine değinen Baş, “Katiller, yolsuzluk yapanlar, iktidara yakın olanlar sokaklarda gezmeye devam ederken, doğayı korumak için direnenler cezaevinde. Buna alışacak mıyız? Normalleştirmelerine izin verecek miyiz? Kararlı bir mücadeleye ihtiyacımız var.” şeklinde konuştu.

reklam

YORUM YAP