

İstanbul Beykoz’da, 9 Temmuz tarihinde eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatma Zehra Kınık Demir, Yavuz Selim Öztürk’ün kullandığı motosiklete çarptı.
17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin hayatını kaybettiği bu kaza ile ilgili olarak “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edilen Fatma Zehra Kınık’ın yargılandığı dava sonuçlandı.
Mahkeme, kaza tutanağına göre asli kusurlu bulunan sanık Fatma Zehra Kınık’a, ‘taksirle bir kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına’ suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası verdi. Ayrıca, Kınık’ın 2 yıl süreyle ehliyetine el konulmasına karar verildi.
“Bir Daha O Mis Kokusunu İçiime Çekip Öpemeyeceğim”
Batın Barlasçeki’nin annesi Hasret Doğan, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada mahkeme kararına tepki gösterdi. Doğan şu duygusal ifadeleri kullandı:
– “Benim oğlum sonsuza kadar bu dünyada olmayacak. Bir daha o mis kokusunu içime çekip öpemeyeceğim. Aynı sofraya bir daha oturamayacağız. Bu hayatta olabildiğim en güzel şeyi ‘anneliğimi’ dahi öldürdü bu kadın. Ben bir ömür oğlumsuz yarım kalacağım, hep eksik… Bakın bunun tesellisi dahi yok!
– Telafisi nasıl mümkün olabilir ki! Bu kadar büyük bir acıya, ‘ömür boyu’ sürecek bir acıya neden olan Zehra Kınık hâlâ tutuklu değil. Verilen cezanın ne kadarını cezaevinde geçireceği bile belli değil. Ve ben bu acıyı yaşarken, bu kadın itiraz süresi boyunca evinde ailesiyle vakit geçirecek. Belki yine aracıyla dolaşıp gününü geçirecek. Neyin adaleti bu? Benim döktüğüm bir damla yaşın bedeli bile olamazken neyin adaleti bu!
– Sizin yargınız da adaletiniz de yerin dibine batsın! Umarım ilahi adalet sizi bulur da, adalet diye ağlamak nasıl olur, anlarsınız. Başka söze gerek yok çünkü zaten umurunuzda değil. Çünkü bu çocuk sizin çocuğunuz değil!”
“Çok Üzgünüm”
Ardından yaptığı paylaşımda, “Batın Barlas için adalet” ve “Zehra Kınık” etiketleriyle hukuki mücadelesine devam edeceğini belirten anne Hasret Doğan şu şekilde devam etti:
– “Hala vazgeçmedim oğlum. Kırılsam da dağılsam da pes etmedim. Çok üzgünüm. ‘Hakaret’ olarak gördükleri bir kelimeden daha değersiz insan hayatı. Sistemi eleştirenlerin içeride tutulduğu, birini öldürenlerin ise dışarıda kalıp aynı suçları işlemeye devam ettiği saçma bir yerdeyiz.
– Böyle bir sistem içinde hakkını aramak için bu kadar mücadele ettiren sisteme kızgınım. Ama her şeye rağmen umudumu kaybetmedim. Sonuna kadar mücadele edeceğim.”