reklam
reklam
DOLAR39,1011% 0.04
EURO44,4609% 0.52
STERLIN53,0381% 0.6
FRANG47,6494% 1.01
ALTIN4.204,13% 1,96
BITCOIN109.247,41-1.625
reklam

Rıza Bey Apartmanı Davası 19. Duruşma: Yeniden Rapor İstenildi

Yayınlanma Tarihi : Google News
Rıza Bey Apartmanı Davası 19. Duruşma: Yeniden Rapor İstenildi
reklam

Ege Denizi’nde, Seferihisar açıklarında 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremde 115 kişi hayatını kaybederken, Bayraklı ilçesindeki 8 katlı Rıza Bey Apartmanı’nda 36 kişi yaşamını yitirmiş, 17 kişi yaralanmıştır.

Depremin ardından başlatılan soruşturma kapsamında, 4’ü tutuklu 9 kişi hakkında İzmir 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak’ suçuyla 20 yıla kadar hapis cezası talebiyle dava açıldı. Duruşmalar sırasında 2 sanık daha tahliye edildi. Sanık avukatlarının şikayetleri üzerine başlatılan yeni soruşturma kapsamında, Rıza Bey Apartmanı’ndaki diş hekimi polikliniği sahipleri A.H. ve O.Y. ile daire sahipleri S.E. ve E.E.’nin dosyaları da mevcut davayla birleştirilmiş ve sanık sayısı 13’e yükselmiştir.

Sanık Sayısı 15’e Yükseldi

O dönemde Bayraklı Belediyesi fen işleri müdür vekili olan G.E. (52) ve eski Bornova Belediyesi İmar Müdürü M.A.U. (69) hakkında ‘Görevi kötüye kullanma’ suçundan İzmir 13’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23’üncü Ceza Dairesi, her iki dosyanın birleştirilmesine oy birliğiyle karar verdi. Böylece, Rıza Bey Apartmanı davasında sanık sayısı 15’e yükselmiştir. Geçtiğimiz yıl ekim ayında 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasında, mahkeme heyeti tutuklu sanıklar müteahhit H.H.Ö.’nün konutu terk etmeme, mimar A.S.B.’nin ise yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol şartıyla tahliyelerine karar vermiştir. Bu durum, davada tutuklu sanık kalmamasına yol açmış ve aileler tepki göstermiştir.

Yeni Soruşturma ile Sanık Sayısı Arttı

Dava devam ederken, müşteki avukatların binanın yapımında ihmal olduklarını ileri sürdükleri bazı şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunması sonucunda, mimarlık-mühendislik şirketi yetkilisi İ.K., epoksi enjeksiyon işlemi yapan yapı malzemeleri firması yetkilileri C.Ş. ve S.T. ile bu firmada çalışan inşaat mühendisi M.Ü.Y. ile izinsiz tadilat yapılmasına onay veren kat maliklerinden E.P.’nin savunmaları alındı. Soruşturma sonucunda bu kişilerin de yargılanmalarına karar verilmesiyle, davada yargılanan sanık sayısı 20’ye ulaştı.

Tanık Dinlendi, Sanık Savunma Yaptı

Tutuksuz sanıkların yargılamasına, 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmaya bazı tutuksuz sanıklar, taraf avukatları ve şikayetçiler katıldı. İlk olarak tanık F.E.’ye söz verildi. 1992-1994 yılları arasında projenin çizildiği mimarlık-mühendislik şirketi yetkilisi İ.K.’nin yanında çalıştığını belirten F.E., “Firmada asistan olarak görev yaptım. Rıza Bey Apartmanı’nda bizim dönemimizde inşaat yapılmadı. Depremden sonrası Rıza Bey Apartmanı’nı gördüm. ‘Keşke K. yapsaydı’ dedim. Çünkü yaptıkları hiçbir bina yıkılmadı” ifadelerini kullandı. Tanığın ardından söz alan tutuksuz sanık İ.K. ise, “Burada yargılanma sebebim, projedeki antetli kağıtta adımın geçmesidir. Herkes beni bu nedenle suçluyor. Olaydan dolayı çok üzgünüm. Çok sağlam binalar yaptım. İnşaatta sulama bazen yüzde 50’lere çıkabilir. Bu inşaat yaz aylarına denk geldi. Araştırılmalıdır. Fenni mesuliyet çok önemlidir. Yaptığım inşaatta aykırılık yoktur ve olamaz. Suçsuzum” şeklinde konuştu.

Tanık Arkadaşı Tanımıyorum

Tanık beyanlarına itiraz eden sanıklardan A.S.B., “Benim şirkette imza yetkim yoktu. Tanık arkadaşı tanımıyorum. İ. Bey’in onayı olmadan bu büroda bir şey yapılması mümkün değildir” dedi. Sanık H.H.Ö. de tanığın beyanlarının doğru olmadığını öne sürerek, “Merhum Ali Rıza Bey inşaatı bana verdi. Projeyi K.’ye çizmeyi rica etti. Onun hatırı için projeyi ona çizdirdim. A.S.’yi tanımıyorum, İ. ile çalıştım, ödemeyi ona yaptım. Yalan söyleniyor. 35 inşaat yaptım, sadece 1’i yıkıldı. Tanık da yalan beyan veriyor. Mimarlarını, mühendislerini tanımam, İ.’yi tanırım” şeklinde savunma yaptı. Sanıkların ardından avukatları, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor aldırılması talebinde bulundu.

Bugün Lena’nın Doğum Günü

Sanıkların ardından şikayetçilere söz verildi. Depremde çocuklarını ve yeğenlerini kaybeden Emine Yücel, “Canlarımızı kaybettik. Çocuklarımız katledildi. Doğal afetten değil, binanın çürük olması nedeniyle öldüler. Bu dosyada bilirkişiler, en yetkin kişilerden seçildi. Arama kurtarma çalışmaları devam ederken, heyet alandaydı. Tüm örnekler polis eşliğinde alındı, fotoğrafları çekildi. Yeni heyet atanması akla ve mantığa ters. Yeni heyet enkazı görmeyecek, filizleri görmeyecek. Bu talepler yargılama süresini uzatmaya yöneliktir. Ayrıca sanıkların burada bulunmasını istiyoruz. Vareste tutma kararı yok. Neden burada gözlerinin içine bakamıyoruz? Sanıklar bu suçu işlemeseydi, çocuklarımız büyüyecekti. Bugün Lena’nın doğum günü. 10 yaşına girecekti ama giremedi. Sorumlular davaya bile gelmiyor. Yeter artık. Yargılama uzamasın. Sorumlular ceza alsın istiyoruz” dedi.

Artık Davayı Karara Bağlayın

Depremde hayatını kaybeden diş hekimi Aslı Taner’in annesi Arzu Taner, yargılamanın artık sona ermesi gerektiğini ifade ederek, “Kızım gelinlik giyecekken kefen giydi. 5 yıldır gidip gelmekten yoruldum. Artık davayı karara bağlayın. Burada konuşulanlar beni çok yaralıyor. Suçlu kim? Suçlu evlatlarımız mıydı? Lütfen daha fazla uzamasın. 5 yıldır mezarlıktayım” şeklinde konuştu. Savunmaların ardından iddia makamı, her sanık için sorumluluğun belirlenmesi amacıyla yeniden bilirkişi raporu alınmasını talep etti. Mahkeme heyeti, yeniden bilirkişi raporu aldırılmasına karar vererek duruşmayı 19 Eylül’e erteledi.

reklam

YORUM YAP