22 Ekim tarihinden bu yana Türkiye’nin gündeminde önemli bir yer tutan ‘Terörsüz Türkiye‘ olarak adlandırılan ‘süreç‘ devam ediyor. Süreç, Bahçeli’nin Öcalan’a yaptığı çağrı ile başlamıştı ve 10 gün önce PKK’nın örgütü feshettiğini ve silahları bıraktığını açıklamasıyla yeni bir aşamaya girdi.
PKK’nın duyurusunda, örgütün kurucularından Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun‘un 2018 ve 2019 yıllarında yaşamlarını yitirdiği bildirildi. Öcalan, PKK’nın fesih kararından sonra yaptığı ilk açıklamada, “Büyük bir üzüntüyle Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun’un şehadetini duydum.” şeklinde konuştu.
ANKARA VE TUNCELİ’DE ANMA TÖRENLERİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Kaytan ve Altun’un ölüm duyurusunun ardından Ankara’nın Tuzluçayır Mahallesi ve Tunceli’de anma törenleri düzenlendi. Bu etkinlikler, kamuoyunda ciddi tepkilere yol açtı.
TUNCELİ VALİSİ İSTİFA ETTİ
İlk başta anma törenlerine izin vermeyen Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu, Ankara’dan gelen bir telefon sonrasında bu etkinliklere onay verdi. Törenlerle ilgili görüntülerin yayılması üzerine Tekbıyıkoğlu, Ankara’nın talimatı ile anma etkinliklerine izin vermek zorunda kaldı ve İçişleri Bakanlığı’na dilekçe vererek merkeze çekilme talebiyle istifa etti. Bu talep kabul edildi.
ŞAMİL TAYYAR’DAN PARTİSİNE İTİRAZ! HABUR HATIRLATMASI YAPTI
Anma törenlerinin Ankara’dan gelen bir telefon ile gerçekleştiriliyor olması tartışmalara yol açtı. AKP içerisinden bu duruma da itirazlar yükselmeye başladı. İtiraz eden isimlerden biri de AKP’nin tanınmış yüzlerinden Şamil Tayyar oldu.
Tayyar, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda partisine karşı bir itirazda bulundu. Tuzluçayır ve Tunceli’deki etkinliklerin devam etmesi durumunda siyasette Habur etkisi oluşacağı endişesini dile getirdi. Tayyar, “Terörsüz Türkiye hedefi temel gayemizdir, devletimizin ve milletimizin onuru da…” ifadelerini kullandı.
Tayyar’ın partisine yönelik Habur itirazı şu şekilde gerçekleşti:
“Terör örgütü PKK’nın kurucu kadrosundan Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun’u Ankara Tuzluçayır ve Tunceli’de ‘şehit’ statüsüyle anma, devlete meydan okuma programları olarak algılanmamalıdır.
Devlet yetkilileri terörü sona erdirmek amacıyla elbette terör örgütleriyle görüşebilir, ancak hiç kimsenin kendilerine meydan okumasına müsaade etmemelidir.
Ne yazık ki, PKK ve siyasi uzantısı, silahları bırakmadan toplumsal huzuru bozmakta ısrar ediyor.
Tuzluçayır ve Tunceli görüntüleri devam ederse, siyasette ‘Habur’ etkisi yaratılır.
Bu nedenle, Vali Bülent Tekbıyıkoğlu’nun duygusal tepkisi hafife alınmamalıdır.
Bu konuya sıradan bir valinin aşırı tepkisi olarak bakarsanız, yanılırsınız.
Arkasında milyonların acısını ve kanayan vicdanını görmemiz gerekir.
Eğer bu sürece destek verilmek isteniyorsa, kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan uygulanan kayyım politikasından vazgeçilebilir.
Bunun meşru bir izahı vardır, fakat diğerinin yoktur.
Birinde milletin iradesi, diğerinde terör örgütünün kanlı etkisi bulunmaktadır.
Özetle.
Terörsüz Türkiye hedefi, temel gayemizdir; devletimizin ve milletimizin onuru da…”
