Pejo markası, konforlu minibüsler ürettikleri için fıkraya konu olmuştur. Ancak, bu fıkranın asıl hedefi minibüs değil, liyakatsiz yöneticilerdir.
Türkiye’de eğitimden sağlığa kadar yaşadığımız sorunların kaynağını anlatan bu fıkra, aslında en çok ekonomiyi sorguluyor.
Ama en çok ekonomiyi anlatıyor…
Fıkra şöyle başlıyor: Bir adam Pejo marka bir minibüs satın alır ve hemen yolcu taşımaya başlar. İlk seferinde, yolculardan biri panik içinde ‘fazla hızlı gitme bir yere çarpacağız’ diye uyarır.
Adam başını hafifçe çevirip sorar:
‘Sen Pejo’yu biliyon mu?
Yolcu ‘hayır’ diye yanıtlayınca, şoför ‘o zaman susacaksın’ diyerek yoluna devam eder.
Bazı zaman sonra, yaşlı bir yolcu ‘oğlum, ben hastayım, çok hızlı gidiyorsun, biraz yavaşla’ der. Yine aynı soruyu sorar:
Sen Pejo’yu biliyon mu?
Yaşlı yolcu ‘hayır’ der. Şoför yine ‘o zaman susacaksın’ der.
Arka sırada oturan genç yolcu ‘yavaşla yahu, öldüreceksin bizi.’ diye bağırır.
Şoför kararlılıkla yine sorar: Sen Pejo’yu biliyon mu?.
Genç yolcu bağırarak ‘biliyorum ulan’ diye yanıt verir.
Şoför bu sefer ‘çabuk söyle bu Pejo’nun freni nerede’ diye sorar.
Ülkeyi 22 yıldır yönetenler, Pejo’yu kullanan şoför gibi hareket ediyorlar.
Batmış ekonomiyi düzlüğe çıkarılmış gibi gösteriyorlar! Üç kuruşa çalışmak zorunda kalan ve iş arama umudunu kaybedenlere karşı duyarsız kalıyorlar.
Ayıp…
TÜİK’in verilerine aldanmayın; her geçen gün çalışan sayısı azalıyor. Vestel bu duruma çarpıcı bir örnek; bu iktidarla büyüdü ama Pejo’ya bindikleri için küçülmeye başladı ve iki bin işçiyi işten çıkaracaklarını açıkladı.
Kişilerin liyakatsizlikle yönetilmesi çok ağır bedeller ödetiyor. İtaat ve biat düzeni çökmüş durumda. Türkiye, gazın ve frenin nerede olduğunu bilmeyen sürücülerin elinde kalmış durumda.
Maalesef, rant düzenini değiştirme niyetleri yok…
Pejo duvara çarpana kadar frene basmayacakları belli. Şoför koltuğundan kalkmayacakları da aşikâr…
Daha ne diyeyim…
Allah sonumuzu hayır etsin!
