

Plastikler ve onları taşıyan kimyasallar, hayatımızın her alanında yer almakta: hava, su, vücut ve günlük hayatımızda kullandığımız ürünler. Ancak bu kimyasalların maruz kaldığımız bir başka kaynağı daha var: markette, restoranda ya da benzin istasyonunda elimize verilen fişler.
New York Üniversitesi (NYU) Langone Sağlık Merkezi’nde pediatri profesörü ve çevresel sağlık araştırmacısı olan Dr. Leonardo Trasande, fişlerin genellikle plastik kaplamalı termal kâğıttan yapıldığını belirtiyor.
“Termal fişleri plastik olarak düşünmeyiz, fakat üzerlerindeki parlak kaplama aslında bir polimer tabakasıdır” diyen Trasande, bu tabakanın cilt yoluyla vücuda zarar verebilecek kimyasallar taşıdığını ifade ediyor.
Fişlerin üretiminde kullanılan termal kağıtlar, ısıyla tepkimeye giren özel mürekkepler içeriyor. Bu yöntem, işletmelere hızlı ve maliyet açısından avantaj sağlarken, sağlık açısından ciddi riskler taşımaktadır. Zira bu kağıtların çoğu, plastik üretiminde kullanılan bisfenol (BPA ve BPS gibi) kimyasallarını içeriyor.
AVRUPA’DA YASAKLANDI
BPA, kalp hastalıkları, kısırlık, meme ve prostat kanseri gibi birçok sağlık sorunu ile ilişkilendirilmişti. Bu nedenle ABD’de pek çok üründen çıkarıldı. Ancak üreticiler, BPA yerine genellikle BPS kullanıyor. BPS, Avrupa’da gıda ambalajlarında yasaklandı ve Kaliforniya eyaleti tarafından üreme sağlığına zarar veren bir madde olarak sınıflandırılmakta ve meme kanseri ile ilişkilendiriliyor.
2024 yılında Çevre Sağlığı Merkezi (Center for Environmental Health) tarafından yapılan bir araştırmada, büyük perakende zincirlerinden alınan 32 fiş incelendi. Sonuçlar, yalnızca 10 saniye süren temasın Kaliforniya yasalarına göre sağlık uyarısı gerektirecek düzeyde BPS maruziyeti yarattığını göstermekte. Kuruluş, bu durumla ilgili olarak hukukî bildiriler gönderdi.
Dr. Leonardo Trasande, kimyasalların güvenliği hakkında daha sıkı denetimlerin yapılması gerektiğini vurguluyor: “Plastik maddelerde kullanılan kimyasallar insan sağlığına zararlıysa, daha güvenli alternatifleri kullanmalıyız.” Ona göre, e-posta veya SMS ile alınan fişler bu konuda önemli bir adım olacaktır.
VÜCUDA KARIŞABİLİYOR
Fişlerdeki sorun yalnızca kimyasallarla sınırlı değil. Fişlerin kaplamasındaki plastik zamanla parçalanarak mikro ve nano plastikler halinde vücuda girebiliyor. Bu parçacıklar, beynimizden atardamarlarımıza kadar birçok bölgede tespit edilmiştir. Uzun vadeli etkileri kesin olarak bilinmese de, kronik iltihap, akciğer ve bağırsak kanseri, üreme sorunları ve kalp-damar hastalıkları ile ilişkilidir.
Trasande, “Her şeyi kontrol edemeyiz ama maruz kalma riskini azaltmak için atabileceğimiz birçok adım var” diyerek plastik fişleri reddetmenin bu adımlardan biri olduğunu ifade ediyor. Ancak esas çözümün küresel düzeyde plastik üretiminin azaltılması gerektiğini vurguluyor.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı’na göre, mevcut üretim hızı devam ederse küresel plastik üretiminin 2060 yılına kadar üç katına çıkması bekleniyor. Trasande, bu duruma engel olmak için küresel bir plastik anlaşmasına ihtiyaç olduğunu savunuyor. Birleşmiş Milletler’in bu anlaşma için ağustos ayında yeni müzakerelere başlaması planlanıyor.