Marmara Denizi’nde ortaya çıkan müsilajın, deniz suyunu makine ve motor soğutmasında kullanan gemilerin filtre ile motor sistemlerine hasar verdiği belirtildi.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, deniz suyunun gemilerin motorlarının soğutulmasında kullanıldığını ifade etti.
Kılıç, geminin soğutma işlemi için denizden alınan suyun filtrelerden geçtiğini belirterek, “Müsilaj, filtreleri tıkadığı zaman soğutma sorunları yaşanabiliyor. Bu filtrelerin yanı sıra soğutma eşanjörleri de mevcut. Müsilaj bu tür yapıları tıkadığında, performans kaybı ve bazen motorun durması gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Özellikle liman sahalarında veya boğaz geçişlerinde bu durum kazalara neden olabilir.” dedi.
Kılıç ayrıca, denizden alınan suyun makineyi yeterince soğutmaması durumunun, makinelerin kullandığı hava içindeki oksijen miktarını da düşürdüğünü aktardı.
Bu tür durumların, geminin boğaz geçişi sırasında ya da limanda bulunduğu esnada kazalara sebep olabileceğine dikkat çeken Kılıç, sözlerine şöyle devam etti:
“Liman ve boğaz geçişlerinde bu gemilere römorkörler eşlik ediyor. Römorkör, yardımcı bir destek sağlıyor fakat bu tür bir durumda, üstünde binlerce ton yük olan ve motoru durmuş olan gemilere müdahale etmek pek mümkün değil. Kontrolden çıkan gemi, halatlarını koparabilir ya da durmayı başaramayabilir. Bu konuda daha önce birçok kaza yaşandı. Sonuç olarak, gemi kontrol dışına çıkabilir ve karaya oturma, çarpışma gibi kazalar meydana gelebilir.”
Kılıç, Marmara Denizi’ndeki müsilajın ortadan kaldırılması için acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı.
Atıklar Denize Boca Ediliyor
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı ise müsilajın, insanların denizle kurduğu yanlış ilişkilerin bir sonucu olduğunu ifade etti.
Marmara Denizi’nin adeta bir atık çukuru haline getirildiğine dikkat çeken Sarı, “Marmara Denizi’ne atılan atıkların büyük bir kısmı doğru bir arıtma süreci olmaksızın denize bırakılıyor. Yanlış kıyı kullanımı, aşırı balık avcılığı ve denizden alınan çamurun geri denize bırakılması gibi hatalı uygulamalar, müsilajın yeniden ortaya çıkmasına yol açtı.” değerlendirmesinde bulundu.
Sarı, Türk boğazlar sisteminin aynı zamanda bir deniz yolu olduğunu hatırlatarak, “Dünya ticaretinin yüzde 85’i deniz yolu üzerinden gerçekleşiyor. Denizcilik sektörü müsilajdan etkilenmiyor değil; çünkü gemiler seyrüsefer sırasında deniz suyunu soğutma suyu olarak kullanıyor. Bu süreçte müsilaj onlara zarar veriyor. Gemilerin boyalarını etkiliyor, bakım maliyetlerini artırıyor ve seyrüsefer hızlarını düşürüyor. Sonuçta sigorta maliyetleri artıyor ve bu da büyük ekonomik kayıplara yol açıyor.” dedi.
Müsilajla mücadelede bilim dünyasının önerilerine dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Sarı, “Aksi takdirde, önümüzdeki yıllarda müsilajla yeniden karşılaşacağız ve bu durum gündemimiz haline gelecek.” şeklinde konuştu.
