

SORU: Sayın Devlet Bahçeli ile birlikte 50 yıllık bir kâbusu sona erdirdiniz. Bu, Nobel Barış Ödülü gerektiren bir adım, bir devrim. Çünkü PKK, tarihinde ilk kez, fesih ile birlikte silah bıraktığını duyurdu. Şimdi beklentimiz ne olacak? Tam olarak ne zaman “tamam işte oldu” diyeceğiz?
Terörsüz Türkiye’nin nihai hedefi açıktır: Silahları gömmek. Terör örgütünün silahlarını tamamen bırakması ve fesih kararının eksiksiz bir şekilde uygulanması şart. Alınan kararların uygulamasını yakından takip edeceğiz. Şehitlerimizin manevi hatırasına ve gazilerimizin haklarına zarar vermeden terörsüz bir Türkiye’ye ulaşacağız. Terörün Türkiye’nin gündeminden tamamen çıkmasıyla yeni bir dönemin kapısı aralanacaktır. Terör, yıllarca bu ülkenin ayağına vurulmuş bir prangaydı. Artık hızımızı azaltan, ayaklarımızı bağlayan zincirleri kırmaya başladık. Terör örgütünün bölgeden ayrılmasıyla Güneydoğu ve Doğu’da halaylar neden çekildi? Tüm bu halayların bir anlamı vardı. Artık Doğu ve Güneydoğu’ya huzur geldi, bu yüzden vatandaşım orada halay malar çekti. Bölgeye gelen bu huzuru, bu refahı Tayyip Erdoğan kendi çıkarı için istemiyor, ülkemiz için, bölgemiz için istiyor. Şunu bilmemiz gerekiyor ki, bu bölgede ekonomik ayağa kalkış, bu huzur iklimiyle beraber gelişecektir. Doğu’daki ve Güneydoğu’daki halkımın hayatı artık çok daha farklı bir şekilde devam edecek. Hem ticari hayat canlanacak hem de vatandaşım caddelerde ve sokaklarda nefes alacak. Yaylalar canlanacak, çobanlarımız güven içinde hayatlarını sürdürecek. Ülkemin dört bir yanında huzur tam anlamıyla hissedilecek. Birkaç cılız ses çıkıyor, fakat vatandaşımız sürece sahip çıktıkça bu sesler de kesilecektir. Beklentimiz, terör defterinin bir daha açılmamak üzere kapanmasıdır.
SORU: Bu sürecin devamı için, Suriye’de Şam yönetimi ile yapılan anlaşmanın sonuçlarına mı bakılacak? Yine Bağdat ve Erbil yönetimlerinin teröristlerin silah bırakma sürecindeki rolleri nasıl olacak?
Örgütün feshi ve silahların teslimi ile ilgili çalışmalar, devletimizin güvenlik birimleri tarafından takip edilecektir. Sınırlarımız dışındaki teröristlerin silahlarının teslimi ile ilgili komşularımızla görüşmeler devam ediyor. Bağdat ve Erbil yönetiminin bu süreçte nasıl yer alacağına dair planlamalar bulunmaktadır. Silahların teslimi ve örgütün tamamen tasfiyesi gerçekleştiğinde, birlik ve beraberliğimizi güçlendiren adımlarla terörün tamamen Türkiye gündeminden çıkışı sağlanacaktır. Annelerin ve babaların yüreklerine su serpilecektir. Şiddetin tamamen devre dışı kalması, sivil siyasetin güçlenmesini sağlayacaktır. Türkiye’nin hedeflerine daha kolay ulaşması mümkün olacaktır. Bu adım Irak ve Suriye’nin de huzuruna, kalkınmasına ve istikrarına katkıda bulunacaktır. Suriye yönetimi ile çok iyi ilişkilere sahibiz. Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Ahmed Şara, Türkiye’ye iki kez geldi. Verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Soruya yanıt vermek gerekirse, ilk etapta Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, İstihbarat Başkanımız İbrahim Kalın ve Savunma Bakanımız Yaşar Güler görüşmeler yaptılar, temaslarımız devam ediyor. İnşallah umduklarımıza ulaşacağız.
SORU: Sayın Cumhurbaşkanım, son grup konuşmanızda Terörsüz Türkiye ile ilgili gelinen noktayı çok başarılı bulduğunuzu belirtmiştiniz. Bu başarının altında 86 milyon nüfusumuzun yattığını vurgulamıştınız. Bu konuyu biraz açabilir misiniz? Bu başarıda milletin rolü nedir?
Milletin içinde olmadığı, milletin fonksiyonel olmadığı bir zafer düşünmek mümkün mü? Şu anda benim en Doğu’dan Batı’ya, en Kuzey’den Güney’e vatandaşım bu işin içindedir. Millet bu işin içinde. Bu kararlılıkta milletimin büyük payı var. Allah milletimden razı olsun. Hep birlikte bu gelişmeleri ve oluşumu paylaşıyoruz. Nitekim bu süreçte büyük bir heyecanla, coşkuyla Doğu ve Güneydoğu’da halay çekiliyorsa, bu iş onların ciğerlerinden geliyor demektir. Bu heyecanı, caddelerdeki halaylarla ifade ediyorlar. Teröre karşı milletimizin tamamı dimdik durdu. Terörle mücadelede elde ettiğimiz başarılar yalnızca devlet politikalarıyla olmayıp, milletimizin kararlılığı ve dayanışmasıyla da olmuştur. Bu mücadelenin neticesi, bize Terörsüz Türkiye’yi inşa sürecine götürdü. Bu nedenle sonuç, milletin tamamının başarısıdır. Bu başarıda hiçbir ayrım ve istisna yoktur. Terörle mücadeledeki başarımızda, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da terör örgütüne karşı devletinin yanında yer alan bölge insanımızın katkısı büyüktür. Karadeniz’e teröristlerin girmesini engelleyen insanların payı vardır. Bazı dönemler her gün şehit cenazelerinin kalktığı İç Anadolu insanımızın payı vardır. Ekonomik katkısıyla savunma sanayimizin gelişimini sağlayan Marmara’nın, Ege’nin ve Akdeniz’in de payı vardır. Milletimizin başarısı derken, 86 milyonun ortak kararlılığı ile elde edilen bir başarıyı kastediyorum. Malazgirt ruhuyla geleceğimizi birlikte inşa ediyoruz ve edeceğiz. Gençlerimiz ve çocuklarımız terörün gölgesinde değil, özgür, huzurlu ve güvenli bir ortamda yaşamalıdır. İktidar ve ittifak olarak tek arzumuz, onlara huzurlu ve güvenli bir Türkiye ile müreffeh bir bölge bırakmaktır.
SORU: PKK terör örgütünün yaptığı son açıklamada, Lozan’a atıfta bulunulmuştu. Bu durum, iktidarın yaptığı bir açıklama gibi algılandı ve muhalefet sert tepkiler verdi. Özellikle CHP lideri Özgür Özel, “Bu açıklamanın altında Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin imzası var” dedi. Ancak siz, son grup toplantısında muhalefete daha yakın bir dil benimsemiştiniz. Bu açıklama sonrasında gelen tepkileri nasıl değerlendireceksiniz? Bu üslup devam edecek mi?
Ben hiçbir konuşmamda bu gelişmelerin Lozan’la olan ilişkisi hakkında bir ifade kullanmadım. Böyle bir beyanım oldu mu? Millete seslenişlerde böyle bir durum söz konusu değil. Böyle bir şey düşünmedik. Bunun Terörsüz Türkiye ile uzaktan yakından alakası yok. Maalesef bunlar duymuyor, uyduruyorlar. Bu gelişmeler karşısında Doğu ve Güneydoğu’daki halkımın tepkisini çok önemsiyorum. Onlar da zaten Diyarbakır’da gereken cevabı verdi. Bizim muhatabımız milletimizdir, bölgedeki kardeşlerimizdir. Bizim ne söylediğimiz, neyi desteklediğimiz ve öncelik verdiğimizi milletimiz çok iyi biliyor. Gündemimizde, terörün tamamen devre dışı bırakılması ve terör örgütünün kendini feshetmesi var. Tüm bunların eksiksiz, sorunsuz ve yol kazası olmadan gerçekleşmesine odaklanıyoruz. Devletimizin birliği, bütünlüğü, üniter yapısı, rejimi, bayrağı ve resmi dili gibi konuların tartışmaya açılmasına rıza göstermeyiz. Kimsenin tereddütü olmasın, devletimiz ve hükümetimiz gündemine hakimdir. Cumhur İttifakı tam bir dayanışma içindedir.