

Borsalarda en fazla beklenti yaratan unsurlardan biri bilançolar. Bu durum, Borsa İstanbul ve Wall Street borsaları için geçerli. Zira yatırımcılar, beklentileri satın alarak gerçekleştiğinde portföylerini yönlendirmektedirler. Ancak bu yılın ilk çeyreğinde, Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin sonuçları pek iç açıcı olmadı.
XUTUM endeksinde bilanço açıklayan 514 şirketin %51’i, yani 263 şirket kâr bildirirken, geri kalanlar zarar bildirdi. XU100’de zarar açıklayanların oranı %30, XU030’da ise %31 seviyesinde gerçekleşti.
Enflasyon muhasebesi, kur etkisi, Euro/dolar paritesi, talep zayıflığı ve yüksek finansman giderleri, kârlılıkta yaşanan düşüşün başlıca sebeplerini oluşturdu.
BANKALAR AYRIŞTI
Gedik Yatırım Araştırma Direktörü Ali Akkoyunlu’nun incelemesine göre bu dönemde pozitif ayrışan sektörlerin başında bankacılık ve sigorta bulunuyor. Bu iki sektör, enflasyon muhasebesinden muaf kalmanın yanı sıra yüksek faiz ortamında marjlarını koruyabildi. Bankalar, özellikle net faiz marjındaki iyileşme, TÜFE’ye endeksli tahvillerden elde edilen getiriler ve güçlü komisyon gelirleri ile dikkat çekti. Akkoyunlu, “İlk çeyrekte banka ve sigorta şirketleri, yüksek enflasyonun fırsat yarattığı nadir sektörlerdendi. Bankacılık tarafında ikinci çeyrekte TCMB’nin faiz indirimi beklentilerini ertelemesi, enflasyonun baz etkisiyle düşmesi ve kredi büyümesinin sınırlanması gibi nedenlerle ilk çeyreğe göre marj baskısı oluşabilir” şeklinde belirtti. Sigorta şirketleri de prim üretimi ve teknik kârlılıkta başarılı bir dönem geçirdi. Gıda sektöründe fiyatlama gücü yüksek ve maliyetlerini iyi yöneten şirketler, görece daha dirençli bir performans sergiledi. Bunun yanı sıra, savunma sanayi de pozitif ayrışan sektörlerden biri oldu.
En Kötüsü Geride Kalmadı
İlk çeyrek sonuçlarına bakarak en kötü senaryonun geride kaldığını söylemek için henüz erken olduğunu vurgulayan Gedik Yatırım Araştırma Direktörü Ali Akkoyunlu, “Birçok göstergede dip seviyelere yaklaşıldığı söylenebilir. Özellikle sanayi ve inşaat sektöründe marj baskısının devam etmesi muhtemel; ancak havacılık, petrol ve turizm gibi sektörlerde sezonsallığın etkisi ile olumlu ayrışma görebiliriz. Telekom sektörü de defansif yapısıyla dikkat çekebilir. Şirket bazlı ayrışmaların artacağı ve ‘hisse seçiminin’ daha kritik bir hale geldiği bir döneme girdiğimizi düşünüyorum” şeklinde konuştu.