

Eğitim bilimci Prof. Dr. Sefa Bulut, sosyal medyada ilgi çeken fenomen öğretmenlerin, öğrencileri içerik olarak kullanmasının çocukların psikolojik gelişimine zarar verdiğini ve öğretmenlik mesleğinin toplum nezdindeki saygınlığını zedelediğini belirtti.
Sosyal medyanın etkisinin her alanda olduğu gibi eğitimde de görülmeye başlandığını, özellikle özel eğitim kurumlarının dijital platformlarda öne çıktığını ifade eden Bulut, bu durumun “fenomen öğretmenlik” kavramını ortaya çıkardığını ve öğretmenlerin kendi ve kurumlarının tanıtımını yaptığını söyledi.
“Kötü Sonuçlara Yol Açabilir”
Bunun kötü bir niyetle yapılmıyor olsa bile kontrolsüz ve denetimsiz bir şekilde gerçekleştirilmesinin tehlikeleri olduğunu dile getiren Bulut, “İnternette TikTok, Instagram, Facebook, X gibi çeşitli platformlar var. İnsanlar burada sürekli bir şeyler paylaşma ihtiyacı hissediyor. Öğretmenler de iyi şeyleri gösterme isteğiyle bu akıma kapıldı ve bu durum bazı olumsuz sonuçlara yol açabiliyor.” ifadelerini kullandı.
“Çocukların Geleceğini Tehlikeye Atabiliyor”
Bulut, küçük yaşta çocukların görüntülerinin ailelerinden izin alınmaksızın, tamamen denetimsiz bir biçimde sosyal medyada paylaşılmasının Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na (KVKK) aykırı olduğunu vurguladı.
Çocukların görüntülerinin hangi amaçla ve nasıl kullanılacağının belirsizliğinin, onların mahremiyetini ihlal ederek geleceğini tehlikeye atabileceğini belirten Bulut, şu şekilde devam etti:
“Sosyal medyada bir ürünü tanıtıyorsunuz, öğretmen de verdiği hizmeti tanıtmaya çalışıyor. Bu nedenle çeşitli görüntüler paylaşılıyor. Ancak her bir görüntü aslında bir veri niteliğindedir.
Dijital ayak izi, dijital parmak izi dediğimiz kavramlar mevcuttur. Çocukluğunuzda, gençliğinizde size ait olan her belge, resim veya görüntü orada kalır. İnternette silinse bile başka kanallarda yer alabilir ve insanlar bunları saklayabilir.
Özellikle bu görüntüler umuma açık şekilde yayıldığında, görüntülerin altına yorumlar gelebiliyor ve bazen çekilen görüntünün amacı aşılabiliyor. Küçük yaşta çocukların mahremiyetinin paylaşılması ve geleceğinin tehlikeye atılması bu tür durumlarda söz konusu olmaktadır.”