

TÜİK’e göre; Türkiye, 2024’ü yüzde 47 enflasyonla kapattı. Asgari ücretli ise yüzde 30 zam alarak 2025 yılına başlangıç yaptı. 22 bin 104 lira alan asgari ücretlinin alım gücü yılın daha ilk 4 ayında 2 bin 953 lira kaybederek 19 bin 151 liraya geriledi.
Asgari ücretlinin resmen eriyen maaşının enflasyonun düşmesi ile toparlanacağını öngören ekonomi yönetimi, ara zam yapılmayacağını açıkladı. Dün yapılan AKP grup toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, ara zam yanıtı ile dikkat çekti.
Bakan Işıkhan, “Şu an çok erken bunları konuşmak için bence çok erken” dedi.
ASGARİ ÜCRETLİYE ARA ZAM TARİHİNİ AÇIKLADI
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, Bakan Vedat Işıkhan’ın asgari ücrete ara zam yapılıp yapılmayacağı konusundaki sözlerine yanıt verdi.
Yazılı açıklama yapan Gamze Taşcıer, “Anlaşılan o ki Bakan, ara zammı konuşmak için 30 Şubat’ı, yani çıkmaz ayın son çarşambasını bekliyor. Ne erkeni Sayın Bakan, geç kaldınız geç” dedi.
Asgari ücretin, 2025 başında 22 bin 104 TL olarak belirlendiğini, yılın ilk dört ayında eriyerek, bugün açlık sınırının yalnızca yüzde 80’ine denk geldiğini belirten Taşcıer, alım gücünün buharlaştığını ifade etti.
Emekli aylıklarına ilişkin tablonun ise daha da vahim olduğunu vurgulayan Taşcıer, iktidarın emeklileri gözden çıkardığını kaydederek “Aylıklar şu anda açlık sınırının yüzde 48 altında kaldı. Sokaktaki dilenci, emekliye sadaka verir duruma geldi” dedi.
“AİLE YILI DEDİKLERİ YOKSULLUK YILI”
TÜİK’in standart dört kişilik aile üzerinden yaptığı hesabı hatırlatan Taşcıer, şunları kaydetti:
“İki asgari ücretli ebeveyn ve iki çocuktan oluşan bir ailenin toplam geliri 38 bin lirada kalırken, yoksulluk sınırı 78 bin liraya dayandı; insan onuruna yaraşır bir yaşam sürebilmek için her ay en az 40 bin lira kredi çekmek zorunda. Yani sadece bir ay için yoksul sayılabilmek için 60 bin lira borçlanmak zorunda kalıyorlar. Bu döngüde her yeni ay, yeni bir borç; her yeni gün, daha derin bir yoksulluk demek. ‘Aile yılı’ dedikleri bu yıl; borç yılı, yoksulluk yılı, çaresizlik yılı. Sayın Bakan, eğer bugün konuşmayacaksak, ne zaman konuşacağız?”