reklam
reklam
DOLAR38,7871% -0.05
EURO43,4373% -0.15
STERLIN51,5367% -0.34
FRANG46,0709% -0.35
ALTIN3.957,90% -2,36
BITCOIN103.400,00-0.901
reklam

İmamoğlu Yeni Soruşturmada İfade Verdi: İtibarsızlaştırma Operasyonu, Siyasi Pusu

Yayınlanma Tarihi : Google News
İmamoğlu Yeni Soruşturmada İfade Verdi: İtibarsızlaştırma Operasyonu, Siyasi Pusu
reklam

NEFES / İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, 23 Mart tarihinde terör örgütüne yardım suçlamasıyla hakimlik sorgusuna SEGBİS aracılığıyla Silivri Cezaevinden katıldı. İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan, sosyal medya platformu üzerinden İmamoğlu’nun ifadesini paylaştı.

İmamoğlu, “Bu soruşturmanın asıl nedeni, uzun süredir süren yargı tacizi ve meşru siyasi rekabetin yerini iftira ve algı operasyonlarına bıraktığı bir zemin üzerinde oluşmuştur. Seçim sürecinde ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’ ifadesini kullanan kişi, bu kaybın iktidar tarafından fark edilince, hukuk dışı yöntemler kullanarak kamu gücünü siyasi bir araç haline getirmiş ve böylece kaçınılmaz sonuçtan kaçmaya çalışmıştır,” şeklinde açıkl amada bulundu.

“Siyasi Pusu”

İmamoğlu ifadesinde şunları belirtti:

– Emniyet birimlerinde hakkımdaki suçlamanın, Meclis’te grubu bulunan bir siyasi partinin yöneticisiyle yapılan bir görüşmenin terör örgütüne yardım olarak nitelendirilmesi olduğunu öğrendim. Mecliste grubu olan yasal bir partinin yetkilisiyle yapılan görüşmeleri terör faaliyeti olarak tanımlamak hukukla izah edilebilir mi?

– Hakim sorgusu başladığında, sevk yazısında ne emniyet ne de savcılık önünde daha önce bana sorulmayan sorularla birlikte, terör örgütüyle alakalı birçok görselin, haritaların ve terör örgütü liderlerinin beyanlarının dosya eklenmiş olduğunu gördüm. Mesleği gereği tarafsızlıkla hareket etmek zorunda olan, Türk Milleti adına yetki kullanan kamu görevlilerinin bu davranışını nasıl değerlendirmeliyiz? Elbette ki bu bir kumpas ve bir siyasi pusudur.

“İtibarsızlaştırma Operasyonu”

– Hakimlik sorgusuna çıktığımda önüme konan belgelerle birlikte yalnızca adalet değil, aklım ve vicdanım da sorgulanmış oldu. Ne emniyet ne de savcılıkta bana yöneltilmeyen, daha önce adı bile geçmeyen iddialar, haritalar, görseller ve hiçbir ilgim olmayan örgüt beyanları dosyaya eklenmişti.

– Bu durum, bir yargılamadan ziyade, kurgulanmış bir suçlamayla karşı karşıya bırakıldığımın açık göstergesi oldu. Terör örgütüne yardım gibi ağır bir suçla ilişkilendirilmek, yalnızca hukuk dışı bir girişim değil, aynı zamanda hayatımı, emeğimi ve milletime olan sorumluluk duygusunu hedef alan bir itibarsızlaştırma operasyonudur.

“Bu Millete Vicdanı Hakikate İnanır”

– Ben şahısların ailelerine, özel hayatlarına ve onurlarına dair bir hakarette bulunmadım. Kamu görevini kötüye kullanarak siyasete müdahale edenlere karşı kamuoyu adına eleştirilerde bulundum. Beni değil, temsil ettiğim değerleri ve milletin iradesini yargılamaya çalıştıklarını gayet iyi biliyorum. Ancak unuttukları bir konu var: Bu milletin vicdanı, kurgulara değil hakikate inanır.

reklam

YORUM YAP