

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) soruşturması çerçevesinde 18 Şubat tarihinde, 53 kişiyle birlikte gözaltına alınan sanatçı Pınar Aydınlar, üç aydır tutuklu bulunuyordu. Aydınlar’ın “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirildi.
‘Alnıma Silah Dayatıldı’
Duruşmada, iddianameye karşı savunmasını yapan Aydınlar şu ifadeleri kullandı:
“18 Şubat gecesi saat 5:20’de özel timlerin de dahil olduğu bir operasyonla, üstümü bile giymeme izin verilerek yere yatırıldım. İç çamaşırımı bile giymeme izin verilmeden gözaltına alındım. Alnıma büyük bir silah dayatıldı. Aynı muamele oğluma yapıldı. Onun şokunu atlatamadım. Daha önce ifadeye gitmekten kaçmadım. Arasalar, giderdim. Evimin 500 metre ilerisinde emniyet var. Yüzlerce konser vermiş 25 yıllık bir halk müziği sanatçısıyım. Toplumda ciddi bir karşılığım var.”
‘Herhangi Bir Örgütle Bağlantım Yok’
Aydınlar, “Benim herhangi bir örgütle bağım yok. Sosyal medyada açık yaşıyorum. Hiçbir zaman üyesi olmadım. HDK binasında arama yapılmış ve bir Excel dosyasında benim adım ‘Kağıthane başkan adayı’ olarak geçmiş. Üyesi bile değilim ki başkan adayı olayım. Ben sadece rahmetli Sırrı Süreyya Önder ile birlikte Halkların Demokratik Partisi’nden İstanbul eş başkan adayı olarak seçime girmiştim. Sırrı abimize çok üzülüyorum. Üç aydır haksız hukuksuz şekilde tutukluyum ve cenazesine katılamadım. Volkan Konak öldü, o toprağa değemedim.”
‘Bu Bir İtibarsızlaştırmadır’
Aydınlar, “İki çocuğuna tek başına bakmakla yükümlü bir anneyim. Bu bir itibarsızlaştırmadır. Kamera kayıtları vardır. Polisler evime geldiğinde ‘İfadeye çağırsanız gelirdim neden böyle yaptınız’ dedim. ‘Sanatçı olduğunuzu biliyorduk, onun için kapınızı kırmadık’ dediler. Ben burada başka bir niyet ararım.”
‘Sosyalist Kimlikli Bir Sanatçıyım’
Aydınlar, sosyal medya paylaşımlarının da iddianamede yer aldığını belirterek, “2020 yılında Paris’te Mehmet Şirin Aydın (Mir Perver) ve yanındaki iki kişi ile birlikte Fransa’da katledilmişti. Bununla ilgili bir saygı paylaşımı yaptım. Yeni Yaşam gazetesi paylaşımımda yer almış. Bu gazetede 12 Eylül darbesini yargılayan bir manşet vardı. Bu paylaşımda benim örgüt propagandası yaptığım söyleniyor. Ben sosyalist kimlikli bir sanatçıyım. Hiçbir zaman darbe yanlısı olmadım. Sadece ifade özgürlüğü olarak değerlendirdim. O paylaşımda bir yorum bile yapmadım, sadece retweetledim.”
‘Örgüt Üyeliğiyle Yargılanacağım Aklımın Ucundan Geçmezdi’
Aydınlar, “Ülkesinde didinerek çalışan bir sanatçıyım. Üç aydır haksız hukuksuz şekilde tutukluyum. Binlerce öğrenci yetiştirdim, mesleğimden oldum. Aldığım bütün konserler iptal oldu. Sol elimin serçe parmağında tendon yırtılması var. Ameliyat olmam lazım. Ufak bir şey gelebilir ama benim tek geçimim sazımdır, müziğimdir. Örgüt üyeliği ile yargılanacağım aklımın ucundan geçmezdi.”
‘Bir Ülkede 2 Milyon Terörist Olabilir Mi?’
Aydınlar’ın avukatları, iddianamaye karşı itirazlarını şu şekilde dile getirdi: “Çocukları üniversite okuyor. Müvekkilimin geçim kaynağı konserler, herhangi bir adli kontrol tedbiri uygulanmamalı. Beraat verilmesini talep ediyoruz. Tam da toplumsal barışın konuşulduğu dönemde HDK kriminalize ediliyor. Örgüt üyeliği damgası yemek için muhalif olmanız yetiyor. Adalet Bakanı örgüt soruşturması verileri açıklamıştı. Bir ülkede 2 milyon terörist olabilir mi ya? Kaldı ki HDK yasal olarak tanınmış, terörle bağdaştırabilecek eylemi bulunmayan, TBMM’de yer alan bir kuruluştur.”
Tahliye Edildi
Davaya ilişkin ara karar veren mahkeme, Aydınlar’ın imza şeklinde adli kontrol tedbiriyle tahliye edilmesine karar verdi. İddianamede Aydınlar hakkında, 6 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep ediliyordu.