reklam
reklam
DOLAR38,7752% -0.01
EURO43,2879% 0.58
STERLIN51,4148% 0.5
FRANG46,0622% 0.43
ALTIN4.044,72% 0,23
BITCOIN103.119,990.157
reklam

Ünlü Profesör Uyardı: İstanbul Depremi Kırılmayan Fayı Tetikledi! O Fay Kırılırsa…

Yayınlanma Tarihi : Google News
Ünlü Profesör Uyardı: İstanbul Depremi Kırılmayan Fayı Tetikledi! O Fay Kırılırsa…
reklam

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Taymaz, 23 Nisan’da İstanbul’da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin analizlerini paylaştı.

Prof. Dr. Taymaz, İstanbul depreminin artçılarının Marmara Bölgesi’nde beklenen büyük depremle doğrudan bağlantılı olmadığını belirterek, 2019’daki 5.8 büyüklüğündeki depremin tetiklediği fayı dolaylı olarak etkilediğini açıkladı.

İstanbul Depremi

ÜNLÜ PROFESÖR AÇIKLADI: İSTANBUL DEPREMİ KIRILMAYAN FAYI TETİKLEDİ!

Depremin 6.3 büyüklüğünde olduğu değerlendirmesinde bulunan Taymaz, sarsıntının Marmara Denizi’ndeki fay zonlarından daha önce kırılmamış bir bölgeyi etkilediğini söyledi.

Fay Zonu

Taymaz, 26 Eylül 2019 tarihinde Silivri-Kumburgaz havzasında meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremin yarattığı kırıkların ardından 23 Nisan’daki depremin 20-25 kilometrelik bir fayı kırdığını açıkladı. “Bu deprem, 10 kilometre derinlikte kırarak yüzeye ulaştı. Ana yüzeydeki kırık deniz tabanına ulaşmadı. Derinlerde yaklaşık 90 santimetrelik bir yer değiştirmeye neden oldu.” dedi.

Prof. Dr. Taymaz, özellikle Marmara Bölgesi’nin kuzeyindeki İstanbul’da bu kadar küçük bir depremin büyük sarsıntılara yol açtığını, bunun zayıf zeminlerin ve uygun yapıların eksik olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Zayıf Zeminler

Depremin bir çeşit uyarıcı işlev gördüğünü belirten Taymaz, “Hem AFAD hem de merkez ile yerel yöneticiler açısından bize müthiş bir tatbikat veya prova imkanı sundu. Kendimizi test etme fırsatı elde ettik. ‘Neredeyiz, ne durumdayız, oturduğumuz bina ya da yaşadığımız mekan güvenli mi?’ gibi önemli soruları sorgulamamıza neden oldu.” dedi.

“O FAY DA KIRILIRSA…”

Taymaz, artçı sarsıntıların olumsuz etkilerine dikkat çekerek, şöyle devam etti:

“Deprem, Büyükçekmece açıklarındaki ‘Kumburgaz Sırtı’ bölgesine kadar uzandı. Ancak oradaki enerji yeterli olmadığından o kısmı kıramadı. Şu an elimizde 10-15 kilometrelik bir kırılmamış parça kalıyor.”

Kırılmamış Fay

Bu bölge, 26 Eylül 2019’daki gibi 5.8 büyüklüğünde bir deprem üretebilir, ancak bu durum, Marmara’da beklenen büyük yıkıcı depremle aynı tehdit düzeyinde değildir. Ancak, bu bölge kırılırsa, Yeşilköy-Bakırköy açıklarından başlayıp Çınarcık’a uzanan iki fay kolu var. Bu kollar şu an kilitli durumda ve bunları ‘sessiz zon’ yani ‘uyuyan fay’ olarak tanımlıyoruz. Eğer bu faylar tetiklenirse gerçekten uzun süre beklenen büyük Marmara depremi yaşanabilir.

“DEPREMİN GÜNÜ YAKLAŞTIRDI”

Prof. Dr. Taymaz, depremin yavaş ve kademeli ilerlemesinin olumlu bir yanı olduğunu, fayın küçük parçalarını kırarak ilerlediğini belirtti.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde birden fazla fayın aynı anda kırılmadığına dikkat çeken Taymaz, “Bu depremin olumlu tarafı. Belirli bir miktar sismik enerji meydana geldi, stres azaldı. Ancak yine de deprem sismolojisi açısından fazla rahat olmamalıyız. Beklenen depremin tarihini biraz yaklaştırdı diyebiliriz. Ancak ne kadar süre içinde gerçekleşeceğini kesin olarak bilemeyiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Sismik Enerji

ZAYIF ZEMİNLERE VE DERE YATAKLARINA DİKKAT

Taymaz, büyük bir depremin en fazla zarar vereceği yerleri zayıf zeminler, nehir yatakları, deniz kenarları, taraçalar ve alüvyon havzaları olarak tanımladı.

Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın Bakırköy ve Yeşilköy açıklarına yaklaşık 8-9 kilometre mesafede olduğuna dikkat çeken Taymaz, günümüz inşaat mühendisliğiyle depremin etkilerini azaltan sistemlerin geliştirildiğini belirtti.

Taymaz, sismik izolatörlerin bu sistemlerden biri olduğunu, bu teknolojinin binaların deprem sırasında daha güvenli hareket etmesini sağladığını belirtti.

Bu tür teknolojilerin artık daha ulaşılabilir hale geldiğini ifade eden Taymaz, özellikle kamu binalarında kullanılan sistemlerin inşaat maliyetini en fazla yüzde 10-15 artırdığını vurguladı.

Prof. Dr. Taymaz, merkezi hükümetin, yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının çabalarını destekleyerek, “Bizim de bir domates alırken gösterdiğimiz hassasiyeti ev ya da arsa alırken göstermemiz gerekir.” dedi.

“DEPREMLERİN TEK TEK OLMASINI BEKLİYORUM”

Kısa vadede büyük bir deprem beklemediğini kaydeden Taymaz, şunları aktardı:

“Orta Marmara, Silivri ve Kumburgaz havzasında 26 Eylül 2019’da 5,8 büyüklüğünde bir deprem oldu. Ardından 23 Nisan 2025’te 6,2 büyüklüğünde bir başka deprem yaşandı. Bu, o fayın 4,5-5 yıl stres biriktirdiğinin bir göstergesi. Önümüzdeki 3-5 yıl içinde büyük bir deprem beklemiyorum. Eğer bu depremlerin derinliği çok güçlü olursa, kırılmazsa, bu durumda Silivri ve Kumburgaz havzalarının batısına doğru yönelebiliriz. Orta Marmara, Tekirdağ açıklarında kırılmamış fay parçalarımız bulunuyor. 1912’de yaşanan 7,2 büyüklüğündeki depremin ardından o bölgede büyük bir sarsıntı yaşanmadı. Dolayısıyla, batıya yönelip oradaki küçük segmentleri kırmaları da olası. Bunların da en az iki tane 6,8’lik veya 7’lik bir deprem anlamına gelecek. Ben bu sürecin tek tek olmasını umuyorum. Ancak Kahramanmaraş’ta yaşandığı gibi zincirleme olursa, İstanbul’un kuzeyinde veya güneyinde, birçok yer yıkımlarla karşılaşabilir.”

reklam

YORUM YAP