reklam
reklam
DOLAR38,7691% 0.01
EURO43,0793% -1.37
STERLIN51,1941% -0.78
FRANG45,9241% -1.51
ALTIN4.020,42% -2,97
BITCOIN102.998,01-0.827
reklam

Cehenneme dönüşebilir! Uzmandan 2025 yazı için kara senaryo

Yayınlanma Tarihi : Google News
Cehenneme dönüşebilir! Uzmandan 2025 yazı için kara senaryo
reklam

Son 10 yılın en sıcak dönemini yaşayan Türkiye’de 2025 yılı yaz ayları‘nın da çok sıcak ve kurak geçmesi bekleniyor. Beklenen bu durum, her yaz yaşanan orman yangınları riskini artırıyor.

DEÜ Buca Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Semenderoğlu, orman yangınlarındaki artışın nedenleri ve alınabilecek önlemlerle ilgili değerlendirmelerde bulunarak yangınların oluşması için ağaç, çalı ve ot ile ‘ölü örtü’ adı verilen kuru bitkisel kalıntıların yanı sıra oksijen ve yüksek sıcaklığın bir arada olması gerektiğini belirtti.

“ORMAN YANGINLARININ ARTMASI ÖNGÖRÜLÜYOR”

Orman yangını çıkmasının sadece bir bahaneye bağımlı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Adnan Semenderoğlu, şöyle ifade etti:

“Yangın için yanıcı maddelerin yaklaşık 230 dereceye kadar yüksek bir sıcaklığa maruz kalması gerekiyor. Buna bir izmarit, terk edilmiş ve söndürülmemiş mangal ateşi ya da yıldırım sebep olabiliyor. Ayrıca iklim değişikliği ile yıllık sıcaklık ortalamaları giderek artıyor ve sıcak hava dalgaları altında ekstrem sıcaklıklar olan 42-45 dereceler 3 veya 5 gün boyunca devam ediyor. Bu durum aşırı buharlaşmaya, yanıcı maddelerin nemini kaybetmesine ve havanın neminin düşmesine yol açıyor. Tüm bu koşullar, yangına uygun bir ortam hazırlamakta ve orman yangınlarının artması öngörülmektedir.”

“KURAKÇIL KARAKTERDE MAKİ ÇALILIKLARI YANGINA HASSAS ALANLARDIR”

Türkiye’nin orman varlığının Karadeniz, Marmara, Akdeniz ve Ege bölgeleriyle sahil kıyılarında yoğunlaştığını belirten Prof. Dr. Semenderoğlu, devamında şunları ifade etti:

“Orman yangınlarının riskinin en yüksek olduğu bölgeler Ege ve Akdeniz’dir. Akdeniz ikliminin hâkim olduğu alanlar, neredeyse 5-6 ay boyunca sıcak ve kurak geçen dönemler boyunca orman yangınları açısından son derece tehlikelidir. Ayrıca, orman türleri de dikkate değer. Ormanlarımızda bolca bulunan kızılçamlar, yüksek sıcaklıklara uyum sağlamış ve susuzluğa dayanıklı, bol kozalaklı ağaçlardır. Bu nedenle, kızılçam ormanları ve maki çalılıkları arasında yangın sırasında havanın girmesi ve alevlerin büyümesi oldukça kolaydır. Kızılçamlar, Akdeniz ikliminin en iyi gelişen ve ekonomik değeri yüksek orman ağacıdır. Fakat, kızılçamlar yanıcı özellikteki reçineleri yanı sıra, su içeriği düşük olan ve canlı iken bile yanıcı olabilen ibreleri içerir. Bu ormanlar, sahil bölgelerindeki 0 ile 1000 metre yüksekliğindeki Akdeniz ve Kıyı Ege ormanlarını meydana getirir ve yangın riski diğer türlere göre çok daha fazladır. Aynı alanlarda bulunan kurakçıl maki çalılıkları da yangına karşı çok hassastır.”

“1 MAYIS-31 EKİM ARASI ORMANA GİRİŞ YASAĞI ÇOK ETKİLİ”

Türkiye’deki ortalama orman yangını sayısının yılda 3 bini aştığını vurgulayan Prof. Dr. Semenderoğlu, şunları kaydetti:

“Her yıl birkaç kez çıkan büyük yangın, yani her biri 5 bin hektar veya daha fazla alanı etkileyen orman yangınlarının sayısı artmış durumda. Genellikle yılda toplam 7 veya 8 bin hektar orman yanarken, artık bir yangında 5 bin hektar ve üzeri alan yanmaktadır. Alınacak önlemler açısından 1 Mayıs-31 Ekim tarihleri arasında ormana giriş yasağı oldukça etkilidir. Kuru ibreler ve dallar gibi ağaç artıklarının temizlenmesi, orman yangınları riskini azaltıp etkilerini en aza indirir. Bu konuda orman yangınlarını önleyici çalışmalar daha fazla önem kazanmaktadır. Bunun yanı sıra, kızılçam gibi kolay tutuşan ağaçların yerlerine, havanın yangın sırasında içeri girmesine engel olan, dalları sık olan ağaçlar, örneğin servi ağaçları dikilerek yangınların yavaşlaması sağlanabilir. Orman ile tarım alanları ve yerleşim yerleri arasına yangına dayanıklı ağaçlar, örneğin incir, akasya, keçiboynuzu ve meşe dikilmesi büyük fayda sağlar. Ayrıca, halkın piknik gereksinimlerini karşılamak amacıyla şehir içi ve çevresinde kontrollü piknik alanlarının sayısının artırılması faydalı olacaktır. Son olarak, ölü örtünün mekanik olarak temizlenmesi ve kontrollü yangınlarla temizlenmesi de yararlı olacaktır.”

reklam

YORUM YAP