reklam
reklam
DOLAR39,8289% 0.13
EURO46,8183% -0.6
STERLIN54,3588% 0.23
FRANG50,0544% -0.35
ALTIN4.256,23% -0,90
BITCOIN109.718,581.441
reklam

İsyan Etti: Oğlum Bu İşi Yapmasın, Rezil Olmasın

Yayınlanma Tarihi : Google News
İsyan Etti: Oğlum Bu İşi Yapmasın, Rezil Olmasın
reklam

Aydın’ın Bozdoğan ilçesinde eşiyle beraber hayvancılıkla uğraşan Burcu Kaya, ineklerine çocukları gibi ilgi gösterdiklerini fakat masrafların her geçen gün arttığını ifade etti.

Yem fiyatlarının sürekli yükseldiğini ancak süt fiyatlarının sabit kaldığını belirten Kaya, yaptıkları işin sürdürülebilirliğinin kalmadığını dile getirdi.

Sütün fiyatı ile yem fiyatları arasında bir denklik sağlanmadığını vurgulayan Kaya, sözlerine şöyle devam etti:

– “Çiftçilik yapıyoruz. Kendi ürünümüzü kendimiz yetiştiriyoruz. İneklerimize de kendimiz bakıyoruz. Ancak süt için kullandığımız yem maliyeti, süt gelirini karşılamıyor. Gelirimiz oldukça düşük, mazot fiyatları ise çok yüksek. İneklerimize çocuklarımız gibi sevgiyle bakıyoruz, büyütüyoruz.”

– “Ancak bir kilo yem ile bir kilo süt arasında bir denklik sağlanamıyor. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. ‘Süt fiyatına zam geliyor’ diyorlar ama zamlardan önce yem fiyatları artıyor. Süt fiyatları sabit kalıyor. Üretici olarak kazanç elde edemiyoruz. Bunun bir an önce çözüme kavuşturulmasını istiyoruz.”

– “Günlük ortalama 200 kilo süt elde ediyoruz; sabah 100 kilo, akşam 100 kilo. Bu ucu ucuna denk geliyor. Kendi emeğimizi saymazsak yalnızca başa baş çıkıyoruz. Süt gelirimizle yem ve ot masraflarını karşılamaya çalışıyoruz. Sürekli bir döngü içerisindeyiz.”

‘Hayvanı Kesime Göndermiyoruz’

“Hayvanlarımızı kesime gönderemiyoruz çünkü başka hiçbir gelirimiz yok,” diyen Kaya, sözlerine şöyle devam etti:

– “Sadece inekçilik yapıyoruz. İnek ve süt gelirimizle geçiniyoruz. Bir buzağı satabilirsek, işte o zaman biraz kazanç elde edebiliyoruz. Böyle giderse hayvanlarımızı zamanla azalacağız. Başka bir seçeneğimiz yok. Elimizden geldiğince hayvancılığı sürdürmeye çalışıyoruz. Mesela bakıcı tutmak istesek, yok. Olsa da çok pahalı, asgari ücretten fazla.”

– “Oğlum okula gidiyor, okuldan geldikten sonra bize yardım ediyor. Ama ileride ona bu işi tavsiye etmem. Bu işi yapan başka kimsemiz yok. Sürekli birlikte çaba gösteriyoruz. Çok yoruluyoruz, çok zamanımız boşa gidiyor. Hastalandığımızda bile mecburen hayvanların yanına gitmek zorundayız.”

– “Her durumda bir mecburiyet var. Eğer oğlum memur olursa, çok daha iyi olur. En azından hafta sonu tatili olur, rahat eder. Rezil olmaz. Onun rahat bir yaşam sürmesini istiyorum.”

‘Veteriner Maliyeti Çok Fazla’

Veteriner maliyetlerini karşılamakta zorlandıklarını belirten Kaya, “Veteriner maliyetleri oldukça yüksek. Genelde ilaçlarını kendimiz satın alıyoruz. Evde imkanlarımızla tedavi yapmaya çalışıyoruz. Yapamadığımızda ise veteriner çağırıyoruz. Tohumlamaları genellikle veteriner gerçekleştiriyor. Bunun dışında her işi eşimle birlikte yapıyoruz,” dedi.

‘Kurban Kesmek Artık Hayal’

Aynı mahallede yaşayan Ata Pehlivan ise devletin et fiyatlarını kontrol altında tutmak için yurt dışından sürekli hayvan ve et ithalatı yaptığını söyledi.

Ancak süt üreticisinin göz ardı edildiğini belirten Pehlivan, “Firmalar, sütümüzü en düşük fiyattan almak için uğraşıyorlar. Verdikleri fiyatı bile vermekten kaçınıyorlar. 15 liraya bile almıyorlar; 14,5-15 lira arasında. Peki, ete nasıl müdahale ediliyor? Et fiyatlarının artmasını engellemek için dışarıdan sürekli ithalat yapılıyor. Ama süt neden yüksek fiyattan alınmıyor? Bir çuval yem 700 lira. Bu yem ile nasıl üretim yapacağız? Diyoruz ki tamam, sütü ucuz alın ama yemi de bize ucuz verin ya da yem desteği sağlayın,” şeklinde konuştu.

Artan maliyetlerin kurbanlık alımını da zorlaştırdığını söyleyen Pehlivan, “Kuzu fiyatı 15-20 bin lirayı buldu. Emekli maaşıyla kurban kesmek artık hayal oldu. Ancak bu durumun suçlusu üretici değil. Giderler çok yüksek. Satıcı da kazanmıyor,” dedi.

reklam

YORUM YAP