

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mayıs’ta AKP Genel Merkezi’nde bazı bakan ve milletvekilleriyle gerçekleştirdiği görüşmede, terör örgütü PKK’nın silah bırakma sürecine ilişkin bilgiler paylaştı. Erdoğan, sürecin MHP ile birlikte dikkatle takip edildiğini ifade ederek, “Süreç, inşallah hedefe ulaşacaktır. 2 hafta içinde süreç netleşecek.” dedi.
Erdoğan’ın açıklamaları sonrasında, PKK’nın 5-7 Mayıs tarihleri arasında yapılan 12. Kongre sonrasında “tarihi kararlar alındığını” açıklarken, silah bırakma kararı hakkında net bir bilgi vermediği dikkat çekti.
Terör örgütü PKK’nın silah bırakma süreciyle ilgili olarak iktidara yakın medyadan önemli açıklamalar gelmeye başladı.
PKK’lılara Ne Yapılacağını Açıkladı
Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu, köşe yazısında sürecin muhtemel aşamaları hakkında dikkat çekici bilgiler sundu. Müderrisoğlu, PKK’nın kongrede alınan kararlar doğrultusunda, Irak’ın kuzeyindeki silah ve yaşam malzemesi depolarını belirterek, birkaç ay içinde bu yerlerdeki silahlarını Türkiye’ye teslim edeceği bilgisini paylaştı.
Müderrisoğlu, PKK üyelerinin olası silah bırakma ve fesih kararının ardından Türkiye’de eyleme karışmamış bireyler için hukuki süreçlerin başlatılacağını belirtti. Bu kişilerin hukuki durumlarının netleşmesi durumunda hayata karışmalarına imkan tanınabileceğini ifade etti. Ayrıca, Kandil’deki üst düzey yöneticilerin ya Irak’ta kalacağı ya da üzerinde uzlaşılan üçüncü bir ülkeye gönderileceği bilgisi de verildi.
Yargı önüne çıkan hesap verenlerin siyasete girişinin kapısının açılacağı iddiasında bulunan Müderrisoğlu, siyaset yapma biçimlerinin bölücülüğe hizmet etmeden ve kadim devlete bağlılık ilkesi doğrultusunda gerçekleşeceğini yazdı.
İktidara Yakın Gazeteciden Al Haberi
PKK lideri Abdullah Öcalan’a dair de değerlendirmelerde bulunan Müderrisoğlu, “İmralı’da kendisini güvende hissediyor ve şimdilik adadan çıkmak istemiyor.” ifadesini kullanarak, Öcalan’a daha geniş bir çalışma ortamı, artan ziyaretçi sayısı ve iletişim olanakları sunulabileceğini belirtti.
Okan Müderrisoğlu’nun yazısında dikkat çeken bölüm şu şekilde:
“Bu vesile ile belirtmek isterim ki…
Lağvedilse bile PKK bizim için terör örgütü olarak kalmaya, elebaşı da hak ettiği sıfatıyla anılmaya devam edecektir. Şehitlerimizin aziz hatırasına, gazilerimizin eşsiz fedakârlıklarına ebediyen minnet duyulacaktır.
Bundan sonrasına gelince… Yıllardır yapılan hazırlıklar güncellenmektedir. Bir “al-ver süreci” söz konusu değildir. Dünden bugüne tabular yıkılmış, pek çok adım atılmıştır. Örgüt, tüm türevleriyle yok olacaktır. Silahlara veda vakti gelmiştir. Irak’ın kuzeyi ağırlıklı olmak üzere terör örgütü, silah ve yaşam malzemesi depolarını tek tek gösterecek, birkaç ay içinde belirlenen yerlerde silahlarını Türkiye’ye teslim edecektir. Terör örgütü ortadan kalkınca, Türkiye’de eylem yapmamış olanların ülkeye girişine kapı aralanacak, hukuki durumlarının netleştirilmesine bağlı olarak hayata karışmalarına imkan tanınacaktır. Kandil’deki terör baronları ya Irak’ta kalacak ya da mutabakat sağlanan üçüncü ülkelere gidecektir. Adalet önünde hesabını verenlerin siyaset kanalları açılacak, siyaset yapma biçimi bölücülüğe hizmet etmeyecek, kadim devlete bağlılık esas olacaktır.
Anlaşılan o ki… Örgüt elebaşı İmralı’da kendisini güvende hissetmekte ve şimdilik adadan çıkmak istememektedir. Bu durumda, hükümlü statüsüne karşın adada fiziki çalışma ortamı ve iletişim olanağı tesisi, ziyaretçi kapsamı ve sayısının esnetilmesi söz konusu olabilecektir.
Ama… Bütün bunlar… Adım adım ilerleyecek, yaşanıp görülecek ve hayatın gerçeklerine göre mesafe kat edilecektir.”