

Eski Hazine Müsteşarı ve Ekonomist Mahfi Eğilmez, ekonomiye dair önemli yorumlar yapmaya devam ediyor. Eğilmez, yapısal reformların ekonomik iyileşme için kaçınılmaz olduğuna dikkat çekti.
Eğilmez, ekonomik yapının güçlendirilmesi adına şu ifadeleri paylaştı:
“İlk sıradaki yapısal reform: Güçler ayrımına dayalı demokratik yapıyı kurmak ve TBMM’yi tek yasa koyucu konumuna getirmek.”
Bu paylaşımın altındaki “Sizce parlamenter mi, başkanlık mı hangi sistem?” sorusuna Eğilmez, “Bizdeki başkanlı sistemi değil. Tek yetkili sistemi.” yanıtını verdi.
Eğilmez, yapısal reformların ikincisi olarak “Hukukun tarafsızlığını ve üstünlüğünü sağlamak, kuralların herkese, konumuna ve durumuna bakılmaksızın eşit uygulanmasını sağlamak” gerektiğini ifade etti.
Kendi ismini taşıyan web sayfasında, “Van Allen Radyasyon Kuşakları ve Ekonomi” başlıklı yazısında da Türkiye ekonomisiyle ilgili önemli ipuçlarına yer verdi.
Yazısında Van Allen radyasyon kuşaklarını açıklayan Eğilmez, bu kuşakların ekonomik sistemler için de yaşamsal rol oynadığını belirtti:
“Günümüz ekonomilerinde Van Allen radyasyon kuşakları gibi kalkan görevi yapan iki kuşak var: faiz – kur kuşağı ve düşük risk kuşağı. Bu iki kuşak ekonomiyi yıkıcı finansal ataklardan korur. Ancak bu kuşakların dengesi çok kritik. Van Allen radyasyon kuşaklarının dengesinin bozulması zaman alırken, faiz – kur kuşağı ile düşük risk kuşağının dengesizliği çok kısa sürede gerçekleşebilir.”
Eğilmez, faizlerin enflasyon oranlarının üzerinde belirlenmesi gerektiğine vurgu yaparak, bunun tüketicilerin enflasyon karşısında tasarruf yapma ihtiyacını doğurduğunu aktardı. Bu durumun, talebin düşmesine ve dolayısıyla fiyat artışlarının yavaşlamasına neden olduğunu belirtti.
Eğilmez devamında şöyle açıkladı:
“Fiyatların dengede tutulabilmesi için, enflasyonun artışını engellemek adına faizlerin enflasyonun üzerinde kalması şart. Enflasyon yükselme eğilimindeyse faizlerin artırılması gerekir. Aksi takdirde, talep artar ve talep yönlü enflasyon hız kazanır.”
Faizlerin enflasyonun altında kalmasının yaratacağı olumsuz etkilerden bahseden Eğilmez, bunun döviz kurlarının yükselmesine, tasarruf edenlerin paralarını dövize yatırmalarına ve yabancı yatırımcıların ülkeyi terk etmesine yol açabileceğini ifade etti. Kurların yükselmesiyle ithal girdi maliyetlerinin artacağına dikkat çekti ve tüm bu zincirin enflasyonu körükleyeceğini vurguladı.
Buna ek olarak, “risklerin arttırılmaması” gerektiğinin altını çizen Mahfi Eğilmez, bu risklerin ekonomik, sosyal ve siyasal boyutları kapsadığını ifade etti. Bir ülkede riskler artıyorsa, belirsizliğin de artacağını belirtti.
Eğilmez, bu sürecin maliyet artışlarına yol açmasını beklediğini ve “Böylece talep enflasyonu ile maliyet enflasyonu bir arada ortaya çıkar.” dedi.
Eğilmez, yaşananları “Faiz – kur kuşağı ile düşük risk kuşağının yarattığı ekonomik dengenin bozulması, Van Allen radyasyon kuşaklarının bozulmasının dünya atmosferinin yok olmasına neden olması gibi ekonomik atmosferin de bozulmasına yol açar.” sözleriyle açıkladı.
Eğilmez son olarak Türkiye ekonomisi için şu değerlendirmeyi yaptı:
“Türkiye, bu iki kuşağı doğru ayarlayabildiği dönemlerde rahat nefes alabilen bir ekonomi olmuştur. Bunların dengesinin bozulması durumunda ise bugünkü gibi sıkıntılarla karşılaşabilir.”