

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Özgür Özel’e yönelik gerçekleştirilen yumruklu saldırının ardından yaptığı açıklamada, ne CHP’nin ne de Özgür Özel’in adını anmadı. Bahçeli, “Sırrı Süreyya Önder için İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen veda ve vefa törenine katılan, müteakiben de fiziki saldırıya uğrayan bir siyasi kurumun yöneticisine öncelikle geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum” ifadelerini kullandı.
“GEÇMİŞ OLSUN” DİYENE MESAJ SİLDİRMİŞLER
CHP Lideri Özgür Özel, bu tavır sonrası başlayan tartışmayı derinleştiren bir bilgi paylaştı.
Ekrem İmamoğlu’nun Silivri’deki ziyareti sonrası bir açıklama yapan Özgür Özel, Bahçeli’nin partililere CHP’ye taziye ambargosu uyguladığını ifade etti. Ayrıca, geçmiş olsun mesajı paylaşanların mesajlarını silmek zorunda bırakıldıklarını da vurguladı.
Özel’in açıklaması şöyle:
“Bütün partisine Sinan Ateş cinayeti protokolü uygulatanlar var. Özgür Özel’e taziye yapmayın. Taziye tweet’i atan önceki dönem milletvekiline telefon açıp ‘Kaldır bunu.’ diyecek kadar…” Arkadaşlar, istisnası Erkan Akçay, 25 yıllık dostum, canlı yayında öğrenip tepki göstermiş. Telefon açmış. Ben döndüğümde de en iyi dileklerini söyledi. Ona haksızlık etmem. Onun da sosyal medya hesabında yok. Yasağa o da uymuş ama kendi ağzıyla bu taziyeyi vermiş. Onun dışında insani en iyi ilişkiler içinde olduklarım, taziyelerine gittiklerim, cenazelerine katıldıklarım yakınlarının, iyi gününde kötü gününde birlikte olduklarım, kimler kimler, bir kişi bir paylaşım yapamıyor.
“İNANMAYAN DÖNSÜN BAKSIN”
Yapana engel oluyorlar. İnanmayan dönsün baksın. Bir tarayın, bir bakın. Şimdi ben buradan bir suç yüklemem kimseye ama ben bunu hak etmedim. İnsan olarak, 14 yıldır siyasetçi Özgür Özel olarak Manisa’da bildiğim bir MHP’linin, bir ülkücünün haberdar olup da cenazesine yetişmediysem, taziyesine gitmediğim, taziyesine gitmediysem telefon açmadığım biri de yoktur. Mecliste yoktur. Bu görüntü üstünden ben tutup da “Senin irtibatın mı var, şunlar mı?” demem. O ben değilim. O ben değilim ama bunu hak eden de ben değilim. Kişinin bana ağzına geleni söylemiş, hakaretler etmiş, tehditler etmiş, evladını kaybetmiş, taziyemizi vermişiz, Genel Başkanımızı evine götürmüşüz. Dönmüş demiş ki: “Efendim bu arkadaşlardan biz neler neler yaptık. Bak şunlardan kimse gelmiyor.” Geldi. “İnsanlık dersi aldık.” demiş.
“BİR TELEFONA KORKUYOR”
O kişi bile bir telefona korkuyor. Bir telefona. Bir telefona. Oysa bize neler neler yaptığında biz koştuk onun cenazesine de. Evine Genel Başkanımızı götürdük, telefon açtık, taziye verdik, ilgilendik. Bu yüzden ya siyaset siyaset kardeşim, savaşta mıyız, siyasette miyiz ya? Size oy verenler savaş mı istiyor, hizmet mi istiyor? Yani gerçekten savaşta bazen durulur, taraflar durur, cenazeler alınır, dualar okunur. Bir durulur ya. Hiç alakasız bir yerde hiç olmayacak işlere kalkışan “Sen bunları yapıyorsun.” diye ben ürker miyim ya?