

TBMM KİT Komisyonu, AKP Aydın Milletvekili Mustafa Savaş’ın başkanlığında bir araya gelerek, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü’nün 2021-2022 yıllarını kapsayan Sayıştay raporları ve önerilerini değerlendirdi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, komisyonda yaptığı konuşmada, “Her bakan değişikliğinde politika değişti. 2010 yılından itibaren ‘Et ithal edeceğiz, hayvan ithal edeceğiz ama bu durum üç yılda bitecek’ denildi. Ancak o üç yıl gelmedi, 10 milyon hayvan ithalatı gerçekleştirildi ve 11 milyon dolar yurt dışına gitti” ifadelerini kullandı.
“Yurt Dışından Kim Topluyor Bu Hayvanları? Kaç Liradan Topluyor?”
Gürer, sözlerini şöyle sürdürdü:
– “Bu yıl içinde son yapılanları da veri olarak paylaşayım, belki arkadaşlarımın bir kısmı bunun farkında değildir. Üç ayda 545 milyon dolarlık canlı hayvan ithalatı yapıldı, bununla 345 bin 240 adet sığır ithalatına karşılık 531 milyon 432 bin 82 dolar da yurt dışına gitti.
– Ortalama bir dananın kesimi Et ve Süt Kurumu’nun belirlediği yerde 439 lira 56 kuruştan gerçekleşiyor. Burada önemli bir fiyat aralığı var. Et ve Süt Kurumu, piyasayı dengelemekle yükümlü. Ancak burada denge sağlanmıyor, kar elde ediliyor. Sabah erken saatlerde vatandaşın Et ve Süt Kurumu’nun satış noktalarında kuyruğa girdiğini görebiliyoruz.
– Kurum açıklıyor: ‘2023 yılında 550 milyon lira kar ettik, 2024 yılında 11 milyar lira kar gerçekleşti’. Kamu kurumu neden kar eder? Çünkü soruyoruz, ‘Bu ithalatı Et ve Süt Kurumu’ndan önce kim yapıyor?’, ‘Ticari sır’. Peki, öküzün ticari sırrı mı olur? Kim getiriyorsa söyleyin. ‘Yok, ticari sır’. Çünkü burada dövizden ve altından daha büyük bir para var. Bu parayla birilerinin büyük bir vurgun yaptığı gerçeği ortada.
– Şimdi, Et ve Süt Kurumu yurt dışından hayvan ithal etmeye başlamış durumda, ithalatçı bir konumda. Türkiye’yi dengelemekten çok yurt dışından hayvan getiriliyor. Son üç yılın ortalaması incelendiğinde, ithalatın oldukça arttığı görülüyor. Peki, bu yurt dışından kim topluyor bu hayvanları? Kaç liradan topluyorlar?
“İthal Edilen Etin Ertesi Yılın Ocak Ayında Sağlığa Zararlı Olduğu İçin Toplatılma Kararı Açıklandı”
– Bir duyum var, diyorlar ki: ’53 liradan toplanıyor, 193 liradan Et ve Süt Kurumuna geliyor. Brezilya’dan, Uruguay’dan hayvan alınıyor’. O hayvanları kimden topluyor? Et ve Süt Kurumu yalnızca ithalat yapıyor, peki toplama alanlarında kimlerden alınıyor? Bu kişiler kim? Hangi ülkenin, çiftçinin, besicinin, firmanın ya da şirketin insanları topluyor da Et ve Süt Kurumuna veriyor? Bu hayvanlar burada ne kadar kontrol ediliyor? Bu ülkeye gelen etlerde bakteri çıktığı duyuruldu, biz bunu basın toplantısında açıkladık, ancak bu yalanlandı.
– Daha sonra bir baktık ki, bu ocak ayında ilan edildi ve bizim söylediğimizin doğru olduğu ortaya çıktı. O ağustos ayında ithal edilen etin ertesi yılın ocak ayında sağlığa zararlı olduğu için toplatılma kararı alındı. Biz bunu da yaşadık ve basın toplantısında eti gösterdim, yani etin ne olduğunu tartıştık. Sonra löp et meselesini de sordum ne oldu?
– Hemen şunu da belirtmeye çalışayım: Karkas etin menşei hemen saptanabiliyor, ancak löp etin ne olduğu net değil. ‘Ne yediğimizi, ne içtiğimizi de bilmiyoruz’ diye anlatılıyor. En az üç ayda veterinerlerden alınan bilgiye göre, bu etin menşei belli olmuyor ve vatandaş bu süreçte üç ay içerisinde tüketmeye başlıyor.
“Yapay Etle İlgili Türkiye’de de Çalışma Olduğu Söyleniyor”
– Bu büyük ülkeler, tarımda bizim gibi ülkeleri sömürge ülke gibi görüyorlar, bu nedenle genel politikalarını bizim gibi ülkelere göre kurguluyorlar. Çiftçilikteki üretim ürünleriyle ilgili bu değerlendirmeyi farklı biçimde yapabiliriz, ancak hayvancılıkta şu anda hücresel kökenli et üretiminin 2030 yılı itibarıyla toplam et üretiminin yüzde 10’u olacağına dair Birleşmiş Milletlerin verilerine dayanarak önceki Bakan’ın yazılı soruma verdiği yanıt var. Yapay etle ilgili Türkiye’de de çalışma olduğu söyleniyor.
– Türkiye’de yapay ete ihtiyaç duyulmayacak kadar arazimiz ve alanımız mevcut. İklim değişikliği bahane edilerek, hayvancılıkta – zaten ticariydi – sömürge amaçlı ticarileştirme yöntemi geliştiriliyor. Türkiye’nin bu konuda hassas olması gerekiyor. Çünkü bu aklı verenler, kendi hayvanlarını azaltmıyor; yani Amerika Birleşik Devletleri üretimini kısmıyor ya da Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmiyor, ya da farklı ülkelere ‘Ben vereyim, siz üretmeyin’ diyor. Türkiye, yapay et konusunda araştırma aşamasına taşınıyor.”