

TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu, Hakimler Savcılar Kurulu’nun (HSK) görev süresi dolacak 5 üyesinin yerine seçilecek 15 adayı belirlemek amacıyla dün bir araya geldi.
İlk adayın seçilmesi sırasında, ilk iki turda yeterli oy sayısı sağlanamayınca en yüksek oyu alan iki aday arasındaki ad çekme işlemi başlamış; ancak CHP ve Yeni Yol Partisi milletvekilleri, AKP milletvekillerinin bu yöntemi istemesi üzerine komisyonu terk etti.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ve partinin TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu üyeleri, Anayasa’nın ihlal edildiği gerekçesiyle komisyonu terk etmelerine sebep olan durumu bugün TBMM’de düzenledikleri basın toplantısında açıkladı.
Komisyondaki olaylara dair yorum yapan CHP’li Emir, şu ifadeleri kullandı:
– “2017 Anayasa değişikliğiyle OHAL koşullarında bir tek adam rejimi kuruldu; yasama, yürütme ve yargı tek bir kişiye bağlandı. Bugün yaşadığımız ağır hukuk ihlalleri, adaletsizlikler ve tutuklamaların arkasında bu tek adam rejimi yatmaktadır.”
– “Tayyip Erdoğan, neredeyse tek başına 6 üyenin atanmasını sağlarken, 7 üyeyi de Meclis’teki kendi çoğunluğuyla geçirerek yargıyı kontrol altına almaktadır.”
– “HSK, hakimlerin ve savcıların özlük hakları ile atamaları ve terfileri üzerinde belirleyici bir kuruluştan fazlasıdır. Bu nedenle, Türkiye’de bağımsız yargıdan bahsetmek artık mümkün değildir.”
– “HSK’nın yapısı ve bağımsızlığı son derece kritik bir konudur. Bu yüzden HSK seçimlerini büyük bir önemle takip ediyoruz ve iyi hazırlıklarla bu komisyona girdik.”
‘Yerleşik Bir Uygulama Söz Konusu Değil’
– “Anayasa’nın her an ihlal edildiği ve çiğnenmenin alışkanlık haline geldiği bir dönemdeyiz; istedikleri herhangi bir maddeyi günlük ihtiyaçlarına göre askıya alabiliyorlar.”
– “Anayasa 159, HSK’nın nasıl şekilleneceğini ve seçim yöntemini açıkça ifade ediyor. Dün 5 statü için 15 üyelik adayı belirlenecekti. Her statü için ayrı ayrı 3 adayın belirlenip oylanması gerekiyordu. Eğer beşte üç çoğunluk sağlanamazsa ikinci turda oylamaların tamamlanması ve ardından ad çekme işlemi yapılması gerekti.”
– “Anayasa, yargının bağımsız ve tarafsız olması gerektiğini vurguluyor. HSK’yı oluştururken uzlaşmanın sağlanması gerektiğini belirtmiştir; kura, son çare olarak tanımlanmıştır.”
– “Dün, daha önce yerleşik bir uygulamanın olmaması nedeniyle komisyona bir dilekçe verdik. 2017’de HSK seçimleri sırasında bu yönteme itiraz ettik ve seçimlerin tek tek yapılmasını kayıtlara geçirdik.”
– “2021’de Anayasa’ya uygun olarak uzlaşma sağlandı ancak o yöntem üzerinde uzlaşmamız olmadı. O zamanki temsilcilerimiz, oylamanın ayrı ayrı yapılması gerektiğini ısrarla belirttiler ve itiraz ettiler.”
– “Bize ‘Anayasa’yı okuduğunuz doğrudur’ denildi ama hızlıca yapılsın diye dönüldü. Yerleşik bir uygulama söz konusu değildir; daha önce ad çekme işlemi yapılmamıştır.”
‘İki Adamını Torbaya Koyup Kura Çekinince Adı ‘Kura’ Olmuyor’
– “Bir başka yalanla daha karşı karşıyayız. Bazı kişiler, ‘CHP ile AKP uzlaşmış, son güne kadar razıydı ancak birden vazgeçti’ söylemini yayıyor. Bu bir yalandır, hiç uzlaşma olmamıştır.”
– “Her durumda Anayasa’nın öngördüğü şekilde komisyonda görevimizi yaptık. Eğer beşte üç çoğunluk sağlanamazsa ad çekme yöntemine başvuruldu. Ama dün yapılan işlemler tamamen Anayasal bir zemin olmadan yapıldı. Anayasa 159 ihlal edilmiştir.”
– “Anayasa’nın yanında görünür hale gelmek için kendi adamlarının adını kura koyup çekilmesi kabul edilemez. Uygulama, sadece kendi önerdikleri adaylar üzerinde gerçekleştirilmiştir.”
– “Komisyondan çekildik ve Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız. Her türlü imkanı zorlayacağız. Dün Anayasa çiğnenmiştir. Tek adamın yargıyı kontrol etme çabası devam etmektedir.”
– “Bu oyunu bozacağız, bu süreçte yer almayacağız ve halkımızla beraber çözeceğiz. Genel Kurul’da da itirazlarımızı yaparak bu hukuksuzluğu ortaya çıkaracağız. Kuvvetler ayrılığını yok eden bu duruma asla boyun eğmeyeceğiz.”