

GFZ Potsdam Alman Yer Bilimleri Araştırma Merkezi’nde Jeomekanik ve Bilimsel Kazı biriminin başkanlığını yürüten Marco Bohnhoff, İstanbul’da 23 Nisan’da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından değerlendirmelerde bulundu.
Bohnhoff, Almanya’nın önde gelen yayın organlarından Bild’e, bu depremin daha şiddetli bir sarsıntı olasılığı hakkında endişeleri artırdığını ifade etti. Ayrıca, “Marmara Denizi, jeolojik olarak dünya üzerindeki en yüksek risk taşıyan alanlardan biri” şeklinde bir vurgu yaptı.

Bohnhoff, depremlerle ilgili olarak iki ayrı senaryonun bulunduğunu belirtti. “Bugün yaşanan depremle benzer bir olayın 2019 yılında da aynı bölgede gerçekleştiğini söylemek istiyorum. 6.2 büyüklüğündeki bu sarsıntı, son 25 yıl içinde kaydedilen en güçlü deprem” ifadelerini kullandı.
Bohnhoff, bu fay hattında toplamda 7.4 büyüklüğündeki bir enerji birikimi olduğunu aktarırken, “İki olasılık var. Ya 23 Nisan’daki depremden sonra sismik hareketlilik azalacak ya da bu biriken stres, daha büyük bir depremin meydana gelme riskini artıracak. Bu konudaki verileri incelemeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte pek çok turistin tatil planlarını depremler doğrultusunda düzenlemesi gerektiğini ifade eden GFZ’de görevli Dr. Marco Pilz, “Kuzey, kuzeybatı ve orta Avrupa’da risk daha az. Ancak, Akdeniz bölgesi ve Balkanlar’da yüksek risk mevcut. Bu alanlarda Afrika, Avrasya ve Anadolu fay hatları nedeniyle hareketlilik gözlemleniyor” dedi. Pilz, Yunanistan, İtalya, İspanya ve Portekiz’in de risk taşıdığına dikkat çekti.
Bild’e mülakatta bulunan Pilz, “Eğer deprem korkusu yaşıyorsanız, tatil için en güvenli yer Norveç’tir” önerisinde bulundu.