reklam
reklam
DOLAR38,7121% 0.22
EURO43,6393% -0.08
STERLIN51,4797% -0.1
FRANG46,6523% 0.35
ALTIN4.112,77% 0,22
BITCOIN103.300,086.624
reklam

CHP Sözcüsü Yücel: Bu Saldırı Münferit Olay Olamaz

Yayınlanma Tarihi : Google News
CHP Sözcüsü Yücel: Bu Saldırı Münferit Olay Olamaz
reklam

CHP’li Deniz Yücel, Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Yücel, siyasetin kirli dilinin, önceki gün Genel Başkan Özgür Özel’e yapılan aşağılık bir saldırıyla kendini gösterdiğini ifade ederek şu ifadelere yer verdi:

“‘DAHA FAZLA CHP’Lİ TELEF OLACAK’ DİYENLER CESET VERMİŞLERDİR”

“Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’e yönelik saldırı, iktidarın ülkemizde yaymak istediği, toplumu kutuplaştıran ve muhalefeti hedef alan siyasi atmosferle bağlantılı olarak değerlendirilebilir.

Türkiye’nin en büyük partisinin Genel Başkanı’na her fırsatta hedef gösterenler, siyaseti çatışma ortamına çekenler ve ‘daha fazla CHP’li telef olacak’ diyenler, bu alçakça saldırıyı gerçekleştirenlere cesaret vermiştir.

Bu olay münferit bir vakadır diye değerlendirilemez. Türkiye’nin en büyük partisinin genel başkanına saldırmak, partimizin temsil ettiği halk iradesine saldırmak demektir.

Genel Başkanımıza yönelen bu şiddet, aslında demokrasiye, yaşam hakkına, hukuka, barışa ve birlikte yaşama kültürüne bir saldırıdır. Geçmişteki ‘Senin de mezarını kazarlar’ ve ‘Bu yolda bakalım kaç CHP’li telef olacak’ söylemleri, genel başkanımıza yönelik şiddetin zeminini oluşturmuştur.

Ayrıca, iktidar adalet sistemini karmaşaya çevirmiştir. Toplumda cezasızlık algısını güçlendirmiş ve bunu destekleyen yasaları, siyasi partiler ve meslek örgütlerinin tüm itirazlarına rağmen ‘yaptım oldu’ anlayışı ile çıkarılmıştır.

İki evladını öldürmekten ceza alan bu saldırgan, bu kadar kısa sürede tahliye olup toplum içinde serbestçe dolaşabiliyorsa ve Türkiye’nin birinci partisinin Genel Başkanına bu kadar yaklaşabiliyorsa, ülkenin adalet sisteminde ve infaz sisteminde ciddi bir sorun vardır.

Bir ülkede iktidar partisi 9. kez yargı reformu yapıyorsa ve İnfaz Kanunu 20 yılda 42 kez değişiyorsa, buna rağmen ana muhalefet partisinin genel başkanı, iki evladını öldürüp 16 yıl hapis yatan bir eski mahkum tarafından saldırıya uğruyorsa, o ülkede ne ıslahattan ne infazdan ne de adaletten söz edilebilir.”

“KANAL İSTANBUL’A ‘DUR’ DİYEN YÖNETİCİLERİ HEDEF ALDILAR”

Yücel, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Diploma iptaliyle başlayan hukuksuzluklar silsilesi, Kanal İstanbul projesine ‘dur’ diyen bürokratların tutuklanmasıyla devam etti. Hukukun olmadığı bir ülkede her şey birer birer çöküyor. Bağımsız ve tarafsız yargıyı siyasetin kuklası haline getirenlerin Ekrem İmamoğlu korkusu gün geçtikçe artıyor.

Asılsız iddialar ve şüpheli gizli tanık beyanlarıyla tutuklanan Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarının yargılama sürecindeki hukuksuzluklar, tarihe birer ‘utanç belgesi’ olarak geçecektir. Bu ‘yargılama tiyatrosunun’ her aşamasında ayrı bir hukuksuzluğa tanıklık ettik ve bu durum milletimizin vicdanında meşru değildir.

‘Gördüm, duydum’ gibi dedikodulara dayanan gizli tanıklarla ilerleyen talimatlı yargı, bu boş dosyayı doldurma çabasıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bir operasyon daha gerçekleştirdi. Yaratmaya çalıştıkları algının bir parçası olarak şafak vakti evlere baskınlar düzenlediler.

Sayın Ekrem İmamoğlu’na ve ekibine yaptıkları yetmedi, ailelerine, dostlarına da zarar vermek adına çirkinleştiler. İstanbul’un temelini dinamitlemekle eşdeğer olan Kanal İstanbul Projesi’ni gizlice başlatanlara ‘dur’ diyen İSKİ yöneticilerini hedef aldılar.

Kurguladıkları kumpaslarla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni fiilen çalışamaz hale getirecekler. Bir yandan İstanbulluları hizmetten mahrum edecekler, bir yandan da bu kadim kenti yağmalayacaklar. Hukuktan saparak, zorbalığa başvuranlar, CHP’yi ve Ekrem Başkanı, bürokratları susturup geri adım attıracaklarını düşünüyorlar.

Ancak hukuksuzluktan gözleri dönmüş AKP iktidarına rağmen, halka hizmet hız kesmeden devam edecek. Talimatlı yargınız, muhalif kesim üzerinde bir sopa olarak kullandığınız tutuklamalarla, alnı ak, başı dik yurtseverleri Silivri zindanlarına doldursanız da bizi durduramayacaksınız.

Memleketteki bu hukuksuzluklardan, öğrencisinden sanatçısına, işçisinden esnafına herkes etkilenirken, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un ‘Yargı bağımsızdır’ açıklamaları bu durumu değiştirecek mi? Soruşturma başlatan, sonra delil arayan, delil bulamayınca medya dedikodusu ve yandaşların iddialarıyla süreci devam ettiren savcılarla yargı nasıl bağımsız olabilir?”

reklam

YORUM YAP