

Avustralya'daki 36 dev çanak antene sahip ASKAP radyo teleskobu, geçtiğimiz yılın haziran ayında oldukça güçlü radyo sinyalleri tespit etti. Bu sinyal, gökyüzündeki diğer tüm radyo kaynaklarını gölgede bırakacak kadar kuvvetli olmasıyla bilim insanlarının ilgisini çekti.
Sadece 30 nanosaniye süren bu sinyal o kadar güçlüydü ki, teleskobun algılayabileceği en yüksek parlaklığa ulaşmıştı. Gökbilimciler, bu sürede gökyüzündeki en parlak obje olduğunu vurguladı.
BAŞLANGIÇTA HIZLI RADYO PATLAMASI OLARAK DEĞERLENDİRİLDİ
Araştırmacılar, başlangıçta bunun bir hızlı radyo patlaması (FRB) olduğunu düşündü. Bu tür patlamalar, uzak galaksilerden gelen ve yalnızca milisaniyeler süren olaylar olarak biliniyor.

FRB'lerin, magnetar olarak adlandırılan yoğun ve manyetik ölü yıldız kalıntılarından kaynaklandığı düşünülüyor. Ancak teleskobun topladığı verileri inceleyen bilim insanları, sinyalin yalnızca 4500 kilometre mesafeden geldiğini fark etti; bu mesafe, uzay için pek de uzak sayılmıyor.
MEĞER 58 YILDIZ ÖLMÜŞ BİR UYDUYMUŞ
Sinyalin kaynağının ise 1964 yılında fırlatılan “Relay 2” adlı eski bir iletişim uydusu olduğu ortaya çıktı. Relay 2, fırlatıldıktan üç yıl sonra, 1967'de misyonunun tamamlanmasının ardından “uzay çöpü” haline geldi ve yaklaşık 60 yıldır yörüngede hareket ediyor.

Bilim insanları, “Öncelikle hayal kırıklığına uğradık, ancak sonra 'Bu uydu nasıl sinyal üretebiliyor?' sorusunu sormaya başladık.” şeklinde ifade etti.
İKİ FARKLI TEORİ ÖNE SÜRÜLÜYOR
Araştırmacıların bu durumla ilgili iki olası teorisi var. Birinci teori elektrostatik boşalma. Uzun süre boyunca uydunun yüzeyinde statik elektrik birikmiş olabileceği belirtiliyor.
Bu elektrik birikimi belli bir eşiğe ulaştığında ani bir kısa devre oluşmuş ve bu da nanosaniyelik bir radyo patlaması meydana getirmiş olabilir.
İkinci olasılık ise mikrometeor çarpması. Araştırmacılar, bir milimetreden daha küçük bir uzay taşının saniyede 20 kilometre hızla çarpmış olabileceğini ifade ediyor.
Böyle bir çarpışmanın yüksek sıcaklık ve yoğunlukta bir plazma oluşturması bekleniyor ki bu da radyo dalgası yayabilir. Ancak bu senaryonun özel koşullar gerektirdiği için daha az olası olduğu belirtiliyor.