

Haddimi aşıyor olabilirim. Ama haddin kalmadığı, hadsizlerin memleketi altüst ettiği bir dönemde “mahzuru yok” diye düşünüyorum.
Bana, CHP’ye yönelik 5. Dalga operasyon, ”Kılıçdaroğlu’nun partinin başına geçme kararında etkili olsun diye” yapıldı gibi geliyor.
Öylesine geniş çaplı… Öylesine “vahşi”… Öylesine akıl almaz… “Öncekiler başka türlü müydü” diyeceksiniz. Haklısınız ama bu kadarı, bir partinin imhası gibi!
Sanki hazırlayanlar, Kılıçdaroğlu’na “CHP’nin başına geçmezsen bak daha neler olacak” mesajı veriyor.
Kılıçdaroğlu, CHP’nin başına kayyum olarak geçmeyi, partisini korumak ve böylece tarihi bir görev yapmak diye algılayacak… Böylece karar süreci garanti altına alınacak… Bana göre Erdoğan’ın yolunu yeniden açma planında hedeflenen bu.
Yoksa, Daltonlar ya da Şahinler Çetesi bile bu kadar organize suça bulaşmış olamaz.
*. *. *
Gerçi KK’nın ikna olmak için yeni dalgalara ihtiyacı var mı, kuşkuluyum!
Levent Gültekin açıkladı: 2023 seçimlerine doğru adaylık sürecinde KK “Adaylığımı artık ben bile engelleyemem” demiş.
Kaç seçimde de partisinin karar organlarından bile habersiz ne adımlar atmış.
*. *. *
Ümit Özdağ’la herkesten gizlice mutabakat imzalayıp, kazandığı takdirde çok önemli bakanlıkları vereceğini nasıl öğrenmiştik, hatırlasanıza.
Ya Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı nasıl şok etkisi yaratmıştı da, KK, karardan CHP ve MHP’de sadece ikişer kişinin haberdar olduğunu hiç sıkılmadan açıklamıştı.
*. *. *
“Unutulmazlarım” arasındadır. 2016-2017 yaşama yılı başlarken Erdoğan Meclis’e geldiğinde KK ayağa kalkıp alkışlayanlardandı. O sırada Halk TV’de Medya Mahallesi’nin yanı sıra Hüsnü Mahalli ile program yapıyordum. Kendimi tutamayıp “Biz ayağa kalk derken bunu kast etmemiştik” demiştim.
2017’nin Haziranında ADALET YÜRÜYÜŞÜNÜ başlatınca da “halkın sesini nihayet duydu” diye yorumlamıştım.
O günlerden miras “HAK.. HUKUK.. ADALET” sloganı 19 Mart’tan bu yana yine milyonların dilinde. İktidar Ekrem İmamoğlu karşısına aday olarak çıkmasın diye hakkı hukuku çiğneyip geçiyor çünkü.
Ve CHP’nin eski genel başkanı buna KAYYUM KUMPASI eklensin diye adeta yol veriyor.
Fotoğraf netleşmeye başladı bile. Bizler tartışırken haberi patlattılar:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 38. Olağan Kurultayı’nın şaibeli olduğu iddiaları hakkında başlatılan soruşturmada iddianame hazırlandı. İddianamede Kemal Kılıçdaroğlu mağdur sıfatıyla, yolsuzluk soruşturmasında İstanbul Büyükşehir Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu şüpheli sıfatıyla yer aldı.”
Eeeeee?
CHP’nin 4-5 Kasım 2023 tarihinde yapılan 38. Olağan Kurultayı’nda para karşılığı oy kullandırıldığı iddiaları sonrasında başlatılan soruşturmada delil bulmuşlar gibi iddianame tamamlandı!
Delil mi bulmuşlar, yoksa yeni -hatta belki İBB davasından tanıdık eski- gizli tanıklar mı göreceğiz.
Doğrusu bu cümle bile çok fazla artık Türkiye’de.
Neyin nasıl yürüdüğünü ezberlemedik mi!
Aslında iktidarın tek ihtiyacı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kayyum görevini kabul edip partinin başına dönmesi.
O konuda düğmeye basıldığı da net!
KK daha iki gün önce işareti verdi:
“Sessizliğimiz Suskunluk Değil Sorumluluktur.
2023’teki 38 kurultayımızdan bu yana, organize edilmiş, kimliklerini gizleyerek karanlıkta hareket eden trol hesaplar üzerinden sistematik bir linç kampanyasına maruz bırakılıyorum.
Can güvenliğime yönelik açık tehditler alıyorum. Tehditler, iftiralar ve kirli kampanyalar bir araya gelmiş durumda.
Sahte sosyal medya hesaplarından, fonlanan sözde akademisyenlere, iftira ve manipülasyonla mesleklerini kirleten bazı gazetecilere kadar uzanan geniş bir cepheyle karşı karşıyayız.
Ve ne yazık ki, dün siyasi ikballeri uğruna yanımda saf tutan, bir zamanlar benimle yol yürümeyi bir övünç sayarken bugün başka mecralara savrulmuş bazı siyasetçiler de bu koroya katılmış durumda.”
Kılıçdaroğlu’nun sözlerine bakınca, Türkiye’nin içinde bulunduğu karanlığa “kendisine karşı olanların neden olduğunu” zannedersiniz.
Hani, partisini “kurtarınca” ülkeyi de kurtarmış olacak sanki!
“Beni tanıyan herkes bilir: Eğer ortada bir gerçeklik varsa, onu eğip bükmeden, çekinmeden, dimdik bir duruşla dile getirmekten asla geri durmam.
Beni direklere asacaklara,
silahla vuracaklara,
beni yakacaklara, taşlatacaklara,
bir adım attırmayacaklara ve lamalara söylüyorum: Sizden korkan sizden namerttir.
Benden bir mesaj bekleyen herkese buradan açıkça sesleniyorum:
Herkes bilsin ki; bu partinin düşmanlarını, yine bu partinin harem-i ismetinde boğmaya muktediriz.
Dedim ya, karşısında Daltonlar Çetesi var sanki.
İmamoğlu ya da onu savunurken kendisini cezaevinde bulan gençler asıp kesecek, yakacak değil herhalde.
Ancak “lamalar” konusunda bir şey diyemem.
“TÜKÜRMEK” bazen karşınızdakinin hak edeceği bir protesto eylemi sayılır.
*. *. *
Gelelim “SESSİZLİĞİMİZ SUSKUNLUK DEĞİL SORUMLULUKTUR” ifadesine.
Acaba hatırlar mı?
Erdoğan partisinin bir toplantısında CHP için “şaibeli bir kurultayla genel başkanlarını tehcir ettiler” demişti.
KK da daha haftası geçmeden, KRT Televizyonu’na çıkıp şunları söylemişti:
“Bu her tarafa çekilebilecek bir şaibe. Nedir şaibe? “Ya çık açıkla” diyecekler ya da “Böyle bir şey yoktur” diyecekler. Parti yönetiminin açık ve net açıklama yapması lazım. Yapmıyorsanız, e sükut ikrardan gelir o zaman başka bir şey var demektir burada. Bir şey varsa, kesinlikle partinin kirlilikten arınması gerekir.”
“SÜKUT KABULLENMEKTİR” diye partisinin yöneticilerini töhmet altında bırakan.. Yetmedi “O ZAMAN BAŞKA BİR ŞEY VAR DEMEKTİR BURADA” diye hüküm de kuran kimdi?
Elbette umursayan olmadı. Belki de eski genel başkanı utandırmak istemediler.
Ama o şimdi en ağır iddialarla suçluyor. Ağzından alevler çıkarken sustuğunu… Bunun da sorumluluk gereği olduğunu zannetmemizi bekliyor.
*. *. *
Önümüzdeki günlerde 5. Dalga’nın gidişatına tanık olacağız.
İddiaya girerim, gözaltında ve savcılıkta herkese önce 2023 kurultayı ve şaibe sorulacak. Onlar Emniyet’in labirentlerinde eziyet çekerken KK feryat edecek: “Yetişin a dostlar.. Beni hedef aldılar.. Yakacaklar.. Direklere asacaklar.. Silahla vuracaklar..”
Doğrusu ben onun adına çok utandım.
Oysa son seçimdeki adaylığını, baktım ki geri dönüşü yok… “Eğer masayla birlikte bunu başarırsa Türkiye’nin tarihi yeniden yazılır” gibi safiyane bir tutumla desteklemiştim.
Bir alevinin cumhurbaşkanı olmasının anlamını vurgulamıştım… Da…
Bir yayın sonrası çok önemli bir isim arayıp “Aman Aleviliği ağzınıza almayın.. Şansını azaltır” diye uyarmıştı.
Sanki tüm Türkiye bilmiyormuş gibi.
Meğer sahiden bilmediklerimiz varmış.
Evet, Ekmeleddin vakası çok şey öğretmişti ama son açıklamasına bakınca “Biz bu adamın bu kadar irtifa kaybedeceğini düşünemedik” demediniz mi!
Yazık…
Çok yazık…
Tarihe başka türlü geçmek de varken…
Erdoğan’ın yolunu -Baykal’dan sonra- açan CHP genel başkanı diye geçmek…
Çok hazin”!!!