

Tayvan, Japonya ve Avustralya’dan gelen bilim insanlarından oluşan bir ekip, Güneş Sistemi’nde gizlice hareket eden dokuzuncu gezegenin izlerini ortaya çıkarmak için iki uzay aracının 40 yıl süren verilerini inceledi.
NASA’nın “X gezegeni” olarak adlandırdığı, ancak genel olarak “dokuzuncu gezegen” olarak bilinen bu gezegenin gerçekliği henüz kanıtlanmamıştı. Bu fikir, 2016 yılında Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden (Caltech) iki gökbilimci tarafından gündeme getirilmişti.
Söz konusu gökbilimcilerin öne sürdüğüne göre, Neptün’ün ötesinde tespit edilen büyük bir kütleçekim gücü bilinmeyen bir gezegene işaret edebilir. O zamandan beri Konstantin Batygin, Mike Brown ve diğer gökbilimciler, bu olası gezegenin peşine düştüler.
EVRENİ DAHA YAŞANILABİLİR HALE GETİRECEK
Böyle bir gezegenin varlığı, Kuiper kuşağındaki cisimlerin yörüngelerindeki eğikliği ve Güneş etrafında dönen cisimlerin dev gezegenler arasında ters yönlerde hareket etme nedenini açıklayabilir.
NASA yetkilileri, “Böyle bir gezegenin varlığı, Güneş Sistemi’mizi daha ‘normal’ bir hale getirecek. Galaksimizdeki diğer yıldızların etrafındaki gezegenlerin gözlemlerinde ‘süper Dünyalar’ (Dünya’dan daha büyük ama Neptün’den daha küçük) ve benzerleri mevcut. Ancak kendi Güneş Sistemi’mizde bunlara rastlamadık. Dokuzuncu gezegen, bu boşluğu doldurabilir” şeklinde açıklama yaptılar.
KENDİ GÜNEŞ SİSTEMİ’MİZDE GEZEGEN BULMAK DAHA ZOR
Kendi Güneş Sistemi’ndeki gezegenleri keşfetmek, ötegezegenleri keşfetmekten çok daha zordur. Venüs ve Merkür sadece Güneş’in önünden geçmektedir. Jüpiter ve Satürn gibi büyük gezegenler de Güneş’e yakın oldukları için keşfedilmiştir. Neptün ise Uranüs üzerindeki kütleçekim etkisi sayesinde tespit edilmiştir.
Dokuzuncu gezegenin Neptün’ün yörüngesinden oldukça uzakta olduğu tahmin edilmektedir; bu da onun Güneş’ten 500 ila 700 astronomik birim kadar uzakta olduğu anlamına geliyor. Bu kadar uzak mesafeden, ne kadar devasa olursa olsun Güneş ışığını yansıtması pek mümkün görünmüyor.
Ancak araştırmacılar, arXiv’deki yeni çalışmalarında son 40 yılda iki uzay aracının kızılötesi gözlemlerinden elde ettikleri verileri incelediler. Araştırmacılar, bu uzay araçlarının bulguları arasında 23 yıllık bir fark olduğunu ifade etti.
13 ADAYDAN BİRİNE İNDİLER
500 ila 700 astronomik birim mesafesindeki gezegen adaylarını araştırdıklarını belirten bilim insanları, dokuzuncu gezegenin Neptün’ün yörüngesine oldukça uzak olmasından dolayı çok yavaş hareket ettiğine inanıyor. Bu nedenle, 23 yıllık süreçte çok fazla yer değiştirmeyen cisimlere öncelik verdiklerini ifade ettiler.
Bilim insanları bu yöntemle toplamda 13 aday tespit etti. Sonrasında ise bu adayları bir taneye indirmeyi başardılar. Ancak bunun gerçekten aradıkları gezegen olup olmadığını kesinleştirebilmeleri için daha fazla araştırma yapmaları gerektiğini vurguladılar.