reklam
reklam
DOLAR39,2321% -0.03
EURO44,9183% 0.45
STERLIN53,3025% 0.39
FRANG47,8732% 0.3
ALTIN4.185,22% 0,20
BITCOIN105.868,230.528
reklam

40 gündür ev hapsinde: ‘Nedenine ilişkin hiçbir gerekçe yok’

Yayınlanma Tarihi : Google News
40 gündür ev hapsinde: ‘Nedenine ilişkin hiçbir gerekçe yok’
reklam

İstanbul’da 1 Mayıs öncesi gerçekleştirilen şafak operasyonunda gözaltına alınan ve 40 gündür ev hapsinde tutulan Galatasaray Üniversitesi İşletme Bölümü 2. sınıf öğrencisi Arda Karademir, yaşadıklarını paylaştı.

Barışçıl bir şekilde eylem ve protesto haklarını kullandıkları için birçok öğrencinin ev hapsinde veya cezaevinde olduğunu belirten Karademir, “Tutuklu, yargılanan ve soruşturma geçiren öğrenciler olarak adil ve hukukun gerektirdiği şekilde yargılanmak istiyoruz. Biz suç işlemiyoruz. Tek istediğimiz adalet ve özgürlük” ifadelerini kullandı.

Galatasaray Üniversitesi öğrencileri, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile Galatasaray Üniversitesi İşletme Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Naciye Aylin Ataay Saybaşlı’nın diplomalarının iptal edilmesini protesto etmişti.

Bu protesto etkinliklerine katılan ve daha sonra sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla soruşturma açılan Galatasaray Üniversitesi İşletme Bölümü 2. sınıf öğrencisi Arda Karademir, 1 Mayıs öncesi gerçekleştirilen şafak operasyonuyla yurttan gözaltına alındı. Karademir, 40 gündür ev hapsinde tutuluyor.

‘EV HAPSİNDE ESİR TUTULUYORUM’

Karademir, “Yaklaşık 40 gündür ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla ev hapsinde esir tutuluyorum. Ev hapsinde tutulmamın sebebi, benim bir ‘delilleri karartma’ veya ‘kaçma’ şüphem olduğuna inanılması. Bu nedenle ev hapsinin uygun görüldüğü söylendi. Oysa böyle bir şey yapmaya gerek yoktu. Çünkü Cumhurbaşkanına hakaret etmediğim bir süreçten geçiyorum” dedi.

30 Nisan sabahı yapılan şafak operasyonuyla yurttan gözaltına alındığını hatırlatan Karademir, “O gün benimle birlikte 17 kişi daha gözaltına alındı ama hiçbiriyle bir bağımız yoktu. Orada tanıştık ve aynı dosyada neden yer aldığımızı hala anlayabilmiş değiliz” diye konuştu.

Gözaltına alındığında telefon ve bilgisayarına el konulduğunu ifade eden Karademir, hastane ve Vatan Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğünü anlattı.

Ailesiyle ve avukatıyla iletişim kurmasına izin verilmediğine dikkati çeken Karademir, “Defalarca ailemi ve avukatımı aramak istediğimi belirttim ama kimseyi aratmadılar. Neden gözaltına alındığımı bilmiyordum, tanımadığım kişilerle birlikteydim. Gün içerisinde hiçbir haber alamadım” dedi.

Avukat görüşmesinin akşam saatlerinde gerçekleştirildiğini belirten Karademir, bu anı şu sözlerle anlattı:

“Görüşmeye kimin geleceğini bilmiyordum, tanımadığım bir avukata kendimi teslim etmek zorundaydım, bu oldukça korkutucuydu. Görüşme odasına girdiğimde kendi avukatımı karşımda gördüm. Gözaltı listesinde adımı görebilmek için sabahtan akşama kadar beklemiş. Avukatımla karşılaşmak çok sevindiriciydi. Çünkü bu ülkede maalesef ‘görünmeyecek yerlerine vurun’ diyen avukatlar da mevcut.”

GÖZALTINDA YAŞADIKLARINI ANLATTI

Karademir, gözaltında 4 gün boyunca nezarethanede tutulduğunu, gözaltındayken ailelere haber verildiğine dair belge imzalanmasının istendiğini ancak kimsenin ailesinin bilgilendirilmediğini söyledi. Yaşadıkları koşulları şu şekilde aktardı:

“Orada geçen dört gün boyunca çok kirli bir tuvalet, temizlenmeyen koğuşlar, yenmeyecek yemekler ve sürekli ertelenen tuvalet izinleriyle karşı karşıya kaldık. Dışarıyı görebileceğimiz tek bir şey dahi yoktu. Gündüzleri tek aktivitemiz, akşam saatlerinde darp edilip edilmediğimizin kontrolü için hastaneye götürülmekti. O bir saat, temiz hava alabildiğimiz tek andı.”

Nezarethanede ilaç ihtiyacı olan arkadaşının ısrarlarına rağmen tedaviye erişemediğini vurgulayan Karademir, “Beraber kaldığım arkadaşımın ihtiyacı olan ilaç dört gün boyunca verilmedi. ‘Bugün getireceğiz’ ya da ‘yarın bakacağız’ denilerek geçiştirildi. Bu, fiziksel olmasa da açık bir işkencedir” dedi.

Karademir, gözaltı sürecinin dördüncü gününde Çağlayan Adliyesi’ne sevk edildiğini ve savcılıktaki işlemler sırasında avukatların devre dışı bırakıldığını bildirdi.

Savcılıkla birebir görüşme yapılmasının planlandığını, ancak avukat desteği olmadan ifade vermenin kişinin savunmasız hissettirdiğini ifade eden Karademir, aynı dosyada yer alan 17 kişinin birbirini tanımadığını ve neden birlikte yargılandıklarını hala bilmediklerini dile getirdi.

Ayrıca, adliyeye getirilen öğrencilerin avukatlarının içeri alınmadığını, adliye koridorlarına çevik kuvvet ekiplerinin yığıldığını ve bu nedenle savunma haklarının ciddi ölçüde kısıtlandığını vurguladı.

‘EV HAPSİ BİR ÖDÜL DEĞİL’

Karademir, 17 kişiyle birlikte götürüldüğü adliyede bir kişinin isim benzerliği sebebiyle yanlışlıkla gözaltına alınıp serbest bırakıldığını, ancak kendisinin ve bir diğer öğrencinin tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildiğini belirtti: “Savcı 14 kişi için adli kontrol istedi. Ancak benim ve Melih isimli arkadaşım için tutuklama talebinde bulundu. Melih tutuklandı, ben ise ev hapsiyle serbest bırakıldım. Elbette ev hapsi bir ödül değil ama tutuklanma ihtimaliyle kıyaslandığında bir zafer sayılacak bir durum” dedi.

Karademir, Çağlayan Adliyesi’nden çıkarken karşısında Galatasaray Üniversitesi’nden arkadaşları, mezunu olduğu Bornova Anadolu Lisesi’nden tanıdıkları, ailesi ve dostlarını gördüğünü belirtti.

Bu kalabalığın daha önce Vatan Emniyeti önünde sabahladığını ve adliye kapısında beklediğini, ailesi ve arkadaşları için orada bulunan bu desteğin kendisi için çok değerli olduğunu vurguladı.

‘TEK İSTEDİĞİMİZ ADALET VE ÖZGÜRLÜK’

Karademir, taleplerinin basit ve insani haklara dayandığını belirterek, “Biz öğrenciler olarak eğitim hakkımızın gasp edilmemesini, üniversitelerimizin bağımsız ve özerk olmasını istiyoruz. Özgür bir gelecek talep ediyoruz. Tutuklu, yargılanan ve hakkında soruşturma açılan öğrenciler olarak adil ve hukuka uygun bir yargılama süreci talep ediyoruz. Tarafsız savcılar ve hakimler önünde bu desteğe ihtiyacımız var” dedi.

Ev hapsindeki belirsizliğe de dikkat çeken Karademir, “Ev hapsindeyim ama neden olduğuna dair hiçbir gerekçe ya da açıklama yok. İddianame henüz hazırlanmadı. Mahkeme tarihi belli değil. Bu belirsizlik hem beni hem de arkadaşlarımı zor durumda bırakıyor” ifadelerini kullandı.

Sınavlarına giremediğini ve 8 dersi geçemediğini söyleyen Karademir, “Bu durum muhtemelen bir senemi uzatacak. Öğrencilere bunu yapmaya kimsenin hakkı yok. Biz suç işlemiyoruz. Tek istediğimiz adalet ve özgürlük” şeklinde sözlerini sonlandırdı.

‘BU ZULMÜN KARŞISINDAYIZ’

Arda Karademir’in avukatı Mustafa Atahan Öztürk, müvekkilinin haksız yere esir tutulduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

– “Müvekkilim Arda Karademir, gözaltına alındığı andan itibaren hukuka aykırı işlemlere maruz kalmıştır. Kendisine isnat edilen eylemleri, gözaltına alınmasına neden olan davranış ve paylaşımları, gözaltına alındıktan 3 gün sonra öğrendik.”

– “Müvekkilim hakkında bildirilen veya resen tespit edilen suç iddiasına yönelik herhangi bir araştırma yapılmamış olup, kendisi hukuka aykırı şekilde gözaltına alınıp sonrasında bir suç üretilmeye veya tespit edilmeye çalışılmıştır.”

– “Arda ve diğer özgür bir şekilde düşünebilen genç ve öğrenci arkadaşlarımıza yapılanın adı zulümdür. Bu zulmün karşısındayız.”

– “Kötü amaçlarınıza alet ettiğiniz hukuk, gün geldiğinde tüm gerçekliğiyle yüzünüze çarpacaktır. Bozmaya çalıştığınız hukuk sistemi, susturmaya çalıştığınız tüm gençler bir gün sizlerle hesaplaşacaktır.”

reklam

YORUM YAP