reklam
reklam
DOLAR39,1101% 0.02
EURO44,6715% 1.03
STERLIN53,0044% 0.47
FRANG47,5792% 0.63
ALTIN4.177,59% 1,07
BITCOIN106.482,01-1.196
reklam

Yayınlanma Tarihi : Google News
reklam

CHP’li Özgür Ceylan’dan Kaz Dağları önerisi: Rehabilitasyonu ne olacak; Araştıralım

Muhalif- Ankara

CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, yirmi beş arkadaşının imzasıyla Meclis Başkanlığı’na komisyon kurulması talebiyle verdiği önergede, Kaz Dağları Kirazlı bölgesinde altın madeni için talan edilen orman alanlarının rehabilitasyonunun incelenmesini istedi.

Özgür Ceylan, önergede insanlık tarihindeki savaşlar, felaketler ve yıkımlar sonrasında yeniden inşa süreçlerinin başladığını vurgulayarak, doğayla ilgili yaşanan sorunları ise şu şekilde dile getirdi: “İnsan eliyle niteliği değiştirilen ve tahrip edilen doğa, çoğu zaman geri kazanılamamakta ve işlem öncesi halde dönmesi mümkün olmamaktadır. Günümüzde karşı karşıya kaldığımız iklim krizleri, çevre kirliliği ve doğal kaynakların geri dönülmez şekilde yok edilmesi, bu durumun en açık ve acı örnekleridir.”

Çanakkale Yüz Yıl Önce Emperyalizme, Şimdi De Madenlere Direniyor

Özgür Ceylan, önergede, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu toprakları olan Çanakkale’nin, bir asır önce emperyalizme karşı gösterdiği direncin bugün Kaz Dağları’ndaki altın madenciliği ve termik santraller aracılığıyla gerçekleştirilen doğa talanına karşı yeniden sergilendiğini aktardı. Ceylan, “Bu talan bazen yabancı şirketler, bazen de yerli sermaye ile iş birliği içinde ilerlemekte; bölgedeki doğa, su kaynakları, hava ve yaşam alanları tehdit altındadır” diye belirtti. Türkiye’nin zengin ekosistemlerinden biri olan Kaz Dağları ve çevresinin, son yıllarda madencilik faaliyetlerinin baskısı altında olduğunu ifade eden Ceylan, “Altın ve gümüş madenciliği için verilen ruhsatlar, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) izinleri ve ÇED Gerekli Değildir kararları orman alanları, içme suyu havzaları ve tarım arazileri üzerinde tehditle dolu; bu durum bazen geri dönüşü olmayan yıkımlara yol açmaktadır.” iddiasında bulundu.

Sağlıklı Çevre Anayasal Hak

Özgür Ceylan, Anayasa’nın 56’ncı maddesinin, herkese sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı tanıdığını belirterek, “Yürürlükteki Anayasa, devlete ve vatandaşlara çevrenin korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesi gibi görevler yüklemektedir. Ancak bazı projelerde, ÇED sürecinin yargı denetimine rağmen, valilikler tarafından Gayrisıhhi Müessese Ruhsatı verilmektedir. Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Kapasite Artışı ve Zenginleştirme Tesisi Projesi, bu çelişkili duruma örnek teşkil etmektedir.” ifadelerini kullandı. Ceylan, önergede, özellikle Çanakkale’de artan madencilik projeleri nedeniyle on binlerce ağacın kesildiğini, orman ekosisteminin, biyoçeşitliliğin ve su kaynaklarının geri döndürülemez şekilde zarar gördüğünü belgelediğini belirtti. Ceylan, “Bu kesimlerin doğaya ve bölge halkının sağlığına, geçim kaynaklarına ve yaşam alanlarına ciddi zararlar verdiği açıktır. Kaz Dağları ve çevresi, yalnızca Türkiye’nin değil, insanlığın ortak doğal zenginliklerinden biridir. Bu bölge, temiz havası, verimli toprakları, eşsiz bitki örtüsü ve kültürel değeriyle korunması gereken bir doğa harikasıdır.” dedi. Ayrıca, Kirazlı Altın Madeni için verilen ruhsatın 13 Ekim 2019 tarihinde sona erdiğini ve yenilenmediğini hatırlatan Ceylan, ağaç kesimlerinin yapıldığı alanın Orman Genel Müdürlüğü’ne devredildiği ve rehabilitasyon sürecinin başlatıldığını aktardı. Ancak buna rağmen kamuoyuna açıklanan net bir rehabilitasyon planının olmadığını vurguladı.

Kirazlı Altın Madeni başta olmak üzere, Çanakkale ve Kaz Dağları bölgesindeki madencilik ve enerji projelerinin; bölge ekosistemine, sağlığa, su kaynaklarına, tarım alanlarına ve genel çevresel sürdürülebilirliğe olan etkilerinin araştırılması gerektiğini savunan Özgür Ceylan, “Bu projeler sonrasında sürdürüldüğü belirtilen rehabilitasyon süreçlerinin bilimsel temellere dayanıp dayanmadığının ve etkili bir şekilde yürütülüp yürütülmediğinin değerlendirilmesi, doğaya verilen zararların tespit edilmesi ve bu zararların giderilmesine yönelik önlemlerin alınması amacıyla; Anayasa’nın 98. maddesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 104 ve 105. maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını” talep etti.

reklam

YORUM YAP