

Anadolu hiyeroglif ve Fenike dillerinin bir arada kullanıldığı yazıtlarla ilgili yürütülen çalışmalarda olumlu sonuçlar elde edildi. Kadirli Karatepe Aslantaş Açık Hava Müzesi’nde yer alan 2 bin 700 yıllık yazıtlar, “Karatepe Yazıtları” adıyla UNESCO Dünya Belleği Uluslararası Kütüğü’ne dahil edildi. Osmaniye İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi (OKÜ) ve Küresel Stratejik Araştırmalar Derneği (KÜRSAD) tarafından yürütülen ortak çalışma sayesinde, çift dilli ‘Karatepe Yazıtları’ Türkiye’den belgesel miras olarak UNESCO’ya kaydedildi.
Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz ve İl Kültür Müdürü Burhan Torun, arkeolojik alanda incelemelerde bulundu. Yılmaz, burada yaptığı açıklamada, “Karatepe Aslantaş Açık Hava Müzesi’nde yer alan Anadolu hiyeroglif ve Fenike dillerinin bir arada kullanıldığı yazıtlarla ilgili yürütülen çalışmalar sonucunda, Paris’te gerçekleştirilen UNESCO Yürütme Kurulu’nun 3 Mayıs’taki 221’inci oturumunda Karatepe-Aslantaş Yazıtları’nın ‘Karatepe Yazıtları’ adıyla UNESCO Dünya Belleği Uluslararası Kütüğü’ne kaydedilmesi kararı alınmıştır” dedi.
‘ADANAVA’NIN UÇ KALESİ’
Kadirli Karatepe Aslantaş Açık Hava Müzesi ile ilgili bilgiler veren Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:
“1947 yılında yapılan kazılarla ortaya çıkan iki büyük sur kapı yapısı, bir yol ekseni ve etrafındaki mekanlardan oluşan Karatepe-Aslantaş Arkeolojik Alanı, geç Hitit döneminde Anadolu coğrafyasında kurulan kent devletlerinden biri olan Adanava’nın bir uç kalesi olma özelliğini taşımaktadır. Bu yapı, dönemin savunma mimarlığının eşsiz bir örneği olup, kalenin kısa bir süre içinde terk edilmesi nedeniyle mimari kimliğini iyi korumuştur. Geç Hitit kale planlamasının yanı sıra, anıtsal kapı girişleri ile dönemin yüksek mimarlık ve sanat anlayışını temsil eden özgün bir örnek teşkil etmektedir.”
1950 YILINDA KORUNDU
Karatepe-Aslantaş’ı arkeoloji dünyasında öne çıkaran bir başka özelliğin, Fenikece ve Luvice olarak tasarlanan çift dilli yazıtlar olduğunu belirten Yılmaz, “Her iki kapıda yer alan bazalt stel ve kabartmalar üzerinde hem Fenike alfabesi ile hem de Luvi hiyeroglifleriyle yazılmış olan bu metinler, Luvi hiyeroglifinin çözülmesinde önemli bir rol oynamıştır. Karatepe-Aslantaş’ı özel kılan bir diğer yönü ise, önde gelen arkeolog Halet Çambel’in 1950’li yıllardaki çabaları sayesinde, alanın heykel ve rölyef konservasyonu, koruma çatısı uygulamaları ile birlikte tarihi bir milli park olarak korunmasını sağlamasıdır. Bu dönemde yapılan başarılı uygulamalar, arkeolojik alanlarda yerinde koruma ve yönetim açısından önemli bir örnek teşkil etmektedir” ifadelerini kullandı.