“Çok Dilli: Dilleri Nasıl Öğreniyorum” adlı kitabın yazarı, dil öğrenimindeki deneyimlerini ve felsefesini paylaşarak, dile sürekli maruz kalmanın, kişisel motivasyonun ve bağlam yoluyla öğrenmenin önemini vurgulamaktadır.
Lomb, Macaristan’ın ilk simultane tercümanlarından biriydi ve uluslararası iletişimde çok sayıda dili bilmenin büyük bir avantaj sağladığı bir dönemde görev yapmıştır.
Duygusal olarak hikayeye dahil olduğunuzda ve ilgi duyduğunuzda, dilin daha kolay öğrenileceğine inanıyordu. İlk başta sözlük yardımıyla okumaya başlamış ancak kelimeleri bağlamlarıyla anlamaya çalışmıştır.
İŞTE KURALLARI:
1. Her gün pratik yapın.
2. Eğer vaktiniz kısıtlıysa günde sadece on dakika ayırın. Özellikle sabah saatleri çok verimlidir.
3. Öğrenmek istemiyorsanız kendinizi zorlamayın. Kitabı bırakın fakat dili radyodan, müzikten veya canlı sohbetlerden öğrenmeye çalışın.
4. Birçok durumda kullanılabilecek “hazır cümleleri” yazın veya ezberleyin.
5. Aklınızdaki her şeyi tercüme etmeye gayret edin: reklam panoları, broşürlerdeki yazılar, tesadüfen duyduğunuz konuşma parçaları…
6. Sadece doğru olanı öğrenin veya okuyun. Hatalı metinlerle asla uğraşmayın, yoksa o hatalar kafanızı karıştırır ve kolay kolay aklınızdan çıkmaz.
7. Hazır cümleleri yazın ve birinci tekil şahıs olarak öğrenin. Örneğin: Şaka yapıyorum.
8. Yabancı dil, her yönden aynı anda öğrenilmesi gereken bir kaleye benzer: Gazete okuyarak, radyo dinleyerek, çevirisiz filmler izleyerek, yabancı dilde derslere katılarak; ders kitapları, yazışmalar, sohbetler gibi yöntemlerle çalışabilirsiniz.
9. Konuşmalardan ve olası hatalardan korkmayın, kendinizi geliştirmeye çalışın. En önemlisi, eğer gerçekten gelişmeye başlarsanız incinmeyin.
10. O dile tam olarak hakim olduğunuzdan emin olun.
Kató Lomb’un tüm dillerde ustalaşmasını sağlayan basit bir formülü vardı: Zaman + ilgi = sonuç.
Biraz daha açmam gerekirse: harcanan zaman + ilgi / tanım (hata yapma korkusu) = sonuç.
Kató Lomb’un hayatından alınan bu özdeyiş, onun dili ne kadar sevdiğini göstermektedir: Kató Lomb (86) arkadaşı Steve (54) ile tanıştığında ona şöyle demiştir:
“Steve, çok gençsin! Yıllar geçtikçe, hala birçok dili öğrenme fırsatın olacak!”
