

Muhalif – Ankara
Nazlıaka’nın açıklaması şu şekilde:
AK Parti tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan ve “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” olarak adlandırılan düzenleme, kamuoyuna “yargı reformu” olarak tanıtılsa da, içerisinde barındırdığı maddelerle kadınların yaşam hakkını ciddi şekilde tehdit eden, suça sürüklenen çocukları cezalandıran, cezasızlığı kurumsallaştıran ve evrensel hukuka aykırı bir yapıya sahiptir.
Teklif dahilinde infaz sürelerinin kısaltılması, denetimli serbestlik uygulamalarının genişletilmesi ve cezaların yalnızca onda birinin cezaevinde geçirilmesi gibi düzenlemelerle, özellikle kadın cinayeti ve kadına yönelik şiddet failleri de dahil olmak üzere birçok ağır suçun failinin erken tahliye edilmesi sağlanacaktır. Bu durum, fiili olarak bir örtülü af niteliği taşımaktadır.
Bu yasa teklifi ile birlikte:
- Kadın Cinayetlerine Cezasızlık Sağlanmaktadır. “Kadına şiddete sıfır tolerans” söylemini sürekli duyduğumuz iktidar, bu teklifin 18, 19 ve 20. maddeleri ile kadın katillerine ödül vermektedir. Cezaların büyük ölçüde denetimli serbestlik kapsamına alınması, kadınlara karşı şiddet uygulayan faillerin kısa süre içinde dışarı çıkmalarına ve yeniden suç işlemelerine olanak sağlayacaktır.
- Çocuk Hakları Geriye Götürülmektedir. Teklifin 16. ve 17. maddeleriyle çocuk hükümlülerin infazı açısından yapılan değişiklikler, çocukların yüksek yararı ilkesine ve uluslararası sözleşmelere aykırı bir durum yaratmaktadır. Daha önce yalnızca çocuk eğitim evlerinde infaz edilen cezalar, artık suçun niteliğine ve süresine göre çocuk kapalı ceza infaz kurumlarında uygulanacaktır; bu da çocukları rehabilitasyon olanaklarından mahrum bırakmaktadır. Bu düzenleme, Çocuk Koruma Kanunu ve Türkiye’nin taraf olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni açıkça ihlal etmektedir. Aynı zamanda Anayasa’nın 10. maddesinde bulunan “çocuklara yönelik koruyucu pozitif ayrımcılık” gereklerine ve 41. maddeye de ters düşmektedir.
- Cezasızlık Kurumsallaştırılmakta, Toplum Güvenliği Tehlikeye Atılmaktadır. İkinci kez suç işleyenlerin dahi koşullu salıvermeden yararlanabileceği bir sistem oluşturulmaktadır. “Gece infazı”, “hafta sonu infazı” gibi uygulamaların genişletilmesi, kamu güvenliğini tehdit etmektedir. Hükümlülerin yalnızca onda bir süre cezaevinde kalması, ciddi suçlarda caydırıcılığı ortadan kaldıracaktır.
- Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Geriye Götürülmektedir. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması ile başlayan hukuki gerileme, bu infaz düzenlemesi ile derinleşmektedir. Kadınları koruyan hiçbir maddenin bulunmadığı bu yasa taslağı, erken yaşta evliliklerin altyapısını güçlendirirken, kadınların toplumsal yaşamdan dışlanmasını kolaylaştıran bir zihniyetin sürekliliğini sağlamaktadır. Bu yasa teklifi, net bir şekilde kadınların, çocukların ve şiddet mağdurlarının hayatlarını tehlikeye atmaktadır. Söz konusu düzenlemenin kadın cinayetlerini ve çocuk istismarını önlemeye yönelik tek bir koruyucu hüküm içermemesi; aksine bu suçların faillerine erken tahliye imkânı sunması kabul edilemez. İktidarı, toplumsal gerçeklerden kopmadan ve kamu vicdanını göz ardı etmeden hareket etmeye davet ediyoruz. Kadınların yaşam hakkını ve çocukların korunma hakkını temel alan bir infaz sisteminin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu yasa geri çekilmeli, cezasızlığa değil adalete dayalı bir infaz düzeni oluşturulmalıdır. Kadınların ve çocukların yaşamı sadece siyasetin konusu değil, insanlığın ortak sorumluluğudur.